Kur'an, doğruyu eğriden ayırma, gidilecek yolu bulma konusunda insanlara rehber olarak gönderilmiştir. (Bakara,185)

İnanan bir toplum için yol gösterici ve rahmet olarak gelen, içinde ilme dayalı açıklamalar bulunan bir kitaptır. (Araf,52)

Daha önce insanlara doğru yolu göstermek üzere Tevrat ve İncil’in indirildiğine de vurgu yapan kitaptır. (Al-i İmran,4)

Bununla beraber Kur’an, insan zihnini meşgul eden bilgilere de yer verir. İnsanın nasıl ve neden yaratıldığı, kainatı yaratanın ve yönetenin kim olduğu gibi konular, öteden beri insanlığın zihnini meşgul edegelmiş ve bu güne kadar akla  uygun net bir sonuca ulaşılamamıştır.

Kur'an, insanın soyunu anlatır. Nasıl ve neden yaratıldığı, kimin yarattığı bilgisini verir ve Allah’ın tek ilah olduğunu kanıtlayan deliller sunar. Verdiği bilgiler hayal ürünü gibi durmaz, sunduğu kanıt ve yöntemler akla ve ilme yatkındır.

İlk insanın Adem olduğunu ve topraktan yaratıldığını haber verir. İnsanın ana rahmindeki oluşum sürecini anlatır ve nutfe, alaka, mudga şeklinde sıralar. Yani, önce aşılanmış yumurta, sonra aşılanmış yumurtanın ana rahminin iç cidarına asılı vaziyeti ve son olarak biçimi belirli hale gelmiş, kendisine ruh üflenmiş, tamamlanmış, normal doğumla sonuçlanan kusursuz biçimidir.

Kur'an'ın, insanın ana rahmindeki oluşumuyla ilgili yaklaşık on beş asır önce verdiği bilgileri bugün tıp ilmi de tasdik eder. Dolayısıyla, bir damla sudan insanı var eden Allah, ilk insan Adem’i topraktan yaratmaya ve kıyamet günü insanları tekrar diriltmeye kadirdir.

"Ey insanlar! Öldükten sonra dirileceğinizden kuşku duyuyorsanız şunu unutmayın ki, biz sizi topraktan, sonra nutfeden, sonra alakadan, sonra uzuvları (önce) belirsiz (sonra) belirlenen canlı et parçasından yarattık ki size kudretimizi açıkça gösterelim. Ve biz dilediğimizi rahimlerde belirli bir vakte kadar kalmasını sağlarız, sonra sizi bebek olarak çıkarırız." (Hac,5)

Kur'an'ı Allah göndermiştir. Bir noktası değişmeden sonsuza dek varlığını sürdürecektir. O sadece sahifelerde değil, ezberlenerek beyinlerde de yazılıdır.

"Kesin olarak bilesiniz ki bu kitabı kuşkusuz biz indirdik ve onu mutlaka koruyan da yine biziz." (Hicr,9)

İlk indiği tarihten itibaren ve bugün iki milyar sayısına ulaşılan islam coğrafyasında, noktasına varıncaya kadar tek bir Kur’an’ın bulunması, Kur’an’ın orjinalliğinin Allah tarafından korunduğunun bariz kanıtıdır.

Kur’an, insanları kendisine inanmaya davet eder. Daveti kabul edip etmemek insana kalmıştır.

"Sana düşen yalnızca bildirimde bulunmaktır." (Al-i İmran,20)

"Peygamberin görevi, bildirimde bulunmaktan ibarettir." (Maide,99)

Kur'an, başka inançlara hakaret etmeyi  yasaklar.

"Allah’tan başkasına tapanlara kötü söz söylemeyin!" (Enam,108)

Kur’an, zorlamayı da yasaklar.

"Dinde zorlama yoktur." (Bakara,256)

"Şüphesiz biz insana doğru yolu gösterdik. Artık o isterse şükreden olur, isterse nankör." (İnsan,3) diyerek kimsenin inanmaya zorlanamayacağını buyurur.

Kur’an, verdiği bilgilerin Allah’a ait olduğunu söyler. Aksini düşünenlere de meydan okur:

Yoksa "Onu Muhammed uydurdu mu diyorlar? De ki: Eğer iddianızda doğru iseniz, o zaman onun benzeri bir sûre de siz getirin bakalım. Allah’tan başka çağırabildiklerinizi de yardımınıza çağırın!" (Yunus,38)

Kur'an'ın meydan okuyuşu karşısında aciz kalanlar ilk dönemlerde, "Bu Kur'an'a kulak vermeyin, okunurken gürültü çıkarın, belki bastırırsınız." (Fussilet,26) şeklinde tepki vererek susturmaya çalıştılar. Günümüzde de asılsız iddialar ileri sürülerek, hakaretler edilerek ve maalesef bazı ülkelerde yakılarak karalamaya çalışılıyor.

Medeniyetin ilk kuralı inançlara saygılı olmaktır. Herkes inanmak veya inanmamak konusunda özgürdür.

Asılsız ve gerçek dışı iftiralarla Kur’an’ı gölgelemeye çalışmak beyhude bir çabadır. İki milyar insanın gönülden bağlı olduğu kutsal kitabını yakarak hakaret etmek ise, tek kelimeyle Kur’an’ın meydan okuyuşu karşısında acizliktir.

İyi bilinmelidir ki, Kur'an hem sahifelerde yazılı olarak, hem de Hafızların beyinlerinde kayıtlı olarak korunmaktadır. İçerdiği ilme dayalı açıklamalar sayesinde, ön yargısız okuyanların gönlüne şifa, yoluna ışık olacak, ne yakarak, ne de mesajlarını  çarpıtarak kimse ona zarar veremeyecektir.