Hayatı sade yaşamak

İslâm dinine göre dünya hayatı ahiret hayatının kazanıldığı yerdir. Bu dünyada insanın istifadesine sunulmuş pek çok nimet vardır. Bundan dolayı Kur’ân Kerim’de dünya nimetleri üzerinde çokça durulmuştur. Bunlar bir yönüyle imkân iken aynı zamanda bir imtihandır. Peygamberler tarihine bir göz attığımızda hemen hemen bütün peygamberlerin, dünya ve nimetleriyle olan ilişkilerini ihmal etmeyip sürdürdüğünü ve hayatın içerisinde olduklarını görürüz. Hz. Peygamber (s.a), her hususta olduğu gibi, sade hayatı ve dünyaya bakış konusunda da bize en güzel örnekleri sunmuştur. Hz. Peygamber giyim kuşam ve yaşantıda abartıyı hoş görmemiştir. Her zaman gösterişten uzaklık ve sadeliğin tercih edilmesini istemiştir. Bu yönüyle Rasûlulla’ın (s.a) sade hayatının şekillenmesinde sosyal ve ekonomik hayatın içinde bulunmanın, çalışıp kazanmanın ve insanlara infak etmenin önemli bir yeri vardır. Hayatı sade yaşamanın gayesi, insanlara ihtiyaç sahibi olduğu izlenimi vermek veya malını harcamayıp biriktirmek değil tevazu, züht ile nefsini gurur, kibir gibi olumsuzluklardan uzaklaştırmaktır.

---

1.Viyana Kuşatması (1529)
Preveze Deniz Zaferi (1538)
Girit’in Fethi (1669)

---

Bazı insanlar iyiliğin anahtarı, kötülüğün kilididir. Bazıları da kötülüğün anahtarı, iyiliğin kilididir. Allah’ın, iyiliğin anahtarı eylediği kimselere ne mutlu! Allah’ın, kötülüğün anahtarı eylediği kimselere de ne yazık! (İbn Mâce, Sünnet, 19)

Editör: Ammar Esenkal