Miraç Kandili
Bir Hadis: Mümin; günahını, dağın altında otururken üzerine düşecek olan bir kaya gibi görür. Günaha dadanmış kişi ise günahını; burnununa konmuş, ona bir şey söylediğinde uçacak bir sinek gibi görür. (Buhârî, Deavât, 4)

Miraç Kandili
İsrâ, Sevgili Peygamberimizin bir gece, Mekke’deki Mescid-i Harâm’dan Kudüs’teki Mescid-i Aksâ’ya yolculuğudur. Miraç ise Resûl-i Ekrem’in (s.a.s.) Allah’ın kudret ve azametine şahit; rahmet, mağfiret ve müjdesine nail olduğu kutlu yükseliştir. Yüce Rabbimiz bu gece hakkında şöyle buyurmaktadır: “Kendisine ayetlerimizden bir kısmını göstermek için kulunu bir gece Mescid-i Haram’dan çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksâ’ya götüren Allah’ın şanı yücedir. Hiç şüphesiz O, hakkıyla işitendir, görendir.” (İsrâ, 17/1)
Miraç gecesi, Receb ayının yirmi yedinci gecesi ihya edilmektedir. Bu gece Hz. Peygamber, Kâbe’de Hicr veya Hatîm denilen yerde iken -bazı rivayetlerde uykuda bulunduğu sırada veya uyku ile uyanıklık arası bir halde- Cebrâil geldi; göğsünü açtı, zemzemle yıkadıktan sonra içine iman ve hikmet doldurup kapattı. Burak adlı bineğe bindirip Mescid-i Aksâ’ya götürdü. Hz. Peygamber oradan göğe yükselmiş ve Allah’ın katına çıkmıştır. Abdullah b. Mes‘ûd’un rivayetine göre bu gece beş vakit namaz farz kılınmış, Hz. Peygamber’e, Allah’a şirk koşmadıkları sürece ümmetinin günahlarının bağışlanacağı müjdesi verilmiştir (Müslim, Îmân, 279).