Ezanı Dinlemek

Namaza çağrıyı sembolize eden ezan, Müslümanların gerek ibadet hayatında gerekse mûsikiden mimari ve edebiyata kadar İslam kültür ve medeniyetinde ayrı bir önem taşımaktadır. Ezan, İslam’ın şiârı olup müekked bir sünnettir. Ezan aracılığıyla halka hem namaz vaktinin girdiği ilan edilmekte, hem de Allah’ın eşsiz büyüklüğü, Hz. Peygamberin (s.a.s.) O’nun kulu ve elçisi olduğu ve namazın kurtuluş yolu olduğu ilan edilmektedir.

Peygamber Efendimiz “Ezanı işittiğiniz zaman siz de müezzinin dediğini deyin!” (Buhârî, Ezan, 7) buyurmakta, Allah Tealâ ise “Ey îman edenler! Cuma günü namaz için çağrı yapıldığı zaman hemen Allah’ın zikrine koşun…” (Cuma, 62/9) ayetiyle ezana icabeti emretmektedir.

Müezzine icâbet, hem dil ile söylediklerini tekrarlamak, hem kalben onların doğruluğunu hissetmek, hem de cemaate katılmak şeklinde anlaşılabilir. Bu bakımdan insan, içinde bulunduğu durum hangi icâbet şekline imkân veriyorsa onu yerine getirebilir. Ayrıca ezanı dinledikten sonra ezan duasını okumak da icâbetin gereklerindendir.

Editör: Mehmet Çalışkan