Emri bi'l ma'ruf nehy-i ani'l-münker

Kur’anî bir kavram olan iyiliği emretmek ve kötülüklerden uzaklaştırmak ya da sakındırmak prensibi, bütün Müslüman toplumları ilgilendiren bir yükümlülüktür. İslam toplumunun sosyal hayatını düzenlemeyi amaçlayan bu ilahî buyruk, Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurulmaktadır: “Sizden hayra çağıran, iyiliği emredip kötülüğü meneden bir topluluk bulunsun. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir.” (Âl-i İmrân, 3/104)

Müslüman bilginlerin çoğunluğu bu ayet gereğince, Müslümanlar içinde iyiliği emreden ve kötülükten uzaklaştıran bir toplumun bulunmasının farz-ı kifaye olduğu kanaatine varmışlardır. Mümin, iyiliğin temsilcisidir. Bir yandan davranışlarıyla iyiliği yaşatırken, diğer yandan da hikmetli bir dille, güzel öğütle, doğru bilgiyle çevresini iyiliğe davet eder. Bilgimiz ve tecrübemiz, gücümüz ve imkânımız nispetinde daima iyiliği tavsiye edelim, kötülüklere engel olalım. Bunun her birimizin üzerine dinî bir vecibe ve insanî bir vazife olduğunu unutmayalım. İyiliğin yayılması ve kötülüğün engellenmesi uğruna attığımız her adımın bir sevabı olacağına gönülden inanalım.

Editör: Mehmet Çalışkan