Resûlullah Efendimiz (s.a.s.), “İnsan öldüğü zaman amelleri(nin sevabı) kesilir, üç amel hariç: Sadaka-i câriye, yararlanılan ilim ve ebeveynine dua eden sâlih evlât” buyurmuştur. (Müslim, Vasiyye, 14) ‘Sadaka-i cariye’ devamlı kullanılan sadakalardır. Hz. Peygamber (s.a.s.), ilim ve sâlih evlattan başka, sadaka-i cariye kabilinden olan; mescidin, yolcular için inşa ettirilen evin, insanların istifadesi için akıtılan suyun, sağlığı tam iken verilen malın sevabının ölümünden sonra da kişiye ulaşacağını müjdelemiştir. (İbn Mâce, Sünne, 20)

Sadaka-i cariye bunlarla sınırlı değildir. İnsanların ya da diğer canlıların sürekli hizmetinde olan ve onların ihtiyaçlarını karşılamalarına katkı sağlayan her türlü sadaka, bu kapsamdadır. Bir köprüden tutun da, kuşların soğuk zamanlarda sığındığı bir yuvaya kadar her nevi hayır, vefat etmiş dahi olsa, kişiye sevap kazandıracak sadaka-i cariyelerdendir.

Allah Tealâ, rızası için verilen sadakanın, yedi yüz misliyle mükâfatlandırılacağını bildirmiştir. (Bakara, 2/261) Bu sebeple her Müslüman, kıyamete kadar devam edecek bir sadaka-i câriye bırakma gayreti içinde olmalıdır.

Editör: Mehmet Çalışkan