Hicretin dokuzuncu senesinde, Peygamber Efendimiz ashabıyla birlikte hacca gitmeye karar vermiş ve yol için hazırlık yapmaya başlamıştı. Onun hacca gideceğini işiten birçok sahabe, kendisiyle birlikte hac yapabilmek için âdeta can atıyordu. Ensardan Ebû Ma’kıl ile eşi Ümmü Ma’kıl da hacca gitmeyi çok istiyorlardı. Ancak o sene ikisi de hastalandılar ve sonunda Ebû Ma’kıl vefat etti. Bundan dolayı o sene Ümmü Ma’kıl da hacca gidemedi.

Resûl-i Ekrem hacdan döndükten sonra Ümmü Ma’kıl kendisini ziyarete gelince Allah Resûlü, “Ümmü Ma’kıl, seni bizimle beraber hacca gelmekten alıkoyan ne idi?” diye sordu. Peygamber ile birlikte hacca gidememenin üzüntüsü içerisindeki Ümmü Ma’kıl, Allah Resûlü’ne başından geçenleri anlattı. Sonunda, “Ey Allah’ın Resûlü! Ben ihtiyar ve hasta bir kadınım. Benim için bu kaçırdığım haccın yerine geçecek bir amel var mı?” diye sorunca Resûl-i Ekrem, “Madem bizimle beraber haccı kaçırdın, öyleyse sen Ramazan’da umre yap! Çünkü Ramazan’da yapılan bir umre, (sevap bakımından) hacca denktir.” buyurdu. (Tirmizî, Hac, 95)

SÖZÜN ÖZÜ

İşinde ve sözünde doğruluktan ayrılma. Hak, doğruların yardımcısıdır.

Ali Fuad Başgil

Güçlü bir şekilde ifade edilen sağlam düşünceler, hayatı iyileştirmeye yardım eder.

Marcus Tullius Cicero

Editör: Mehmet Çalışkan