Mü’minler, Rahmân’ın has kullarıdırlar. Onlar, Allah’ın varlığını ve birliğini, meleklerini, kitaplarını, peygamberlerini; ahireti, kaderi, Muhammed Mustafa (s.a.s.)’in Allah katından getirdiklerini tereddütsüz tasdik ederler. Yaratılış gayesi ve hikmetinin farkındadırlar. Allah’ın emir ve yasaklarına kör ve sağır kesilmezler. Bütün bunları doğru anlamaya, en güzel şekilde yaşamaya gayret gösterirler.

Tevazu sahibi, tevekkül ehli, vakur kişilerdir mü’minler. Kibirlenmezler, üstünlük taslamazlar. Dünya ve ahiretlerine faydası olmayan boş söz, tavır ve tutumlardan uzak dururlar. Her daim sabrı kuşanırlar. Zorluk ve musibetler karşısında ümitlerini yitirmezler. Mü’minler, doğruluğu, sadakati şiar edinirler. Yalandan, aldatmadan kaçınırlar. Verdikleri sözden kesinlikle dönmezler. Emanete asla ihanet etmezler. Hak ve hukuktan ayrılmazlar. İşte bu güzelliklere sahip olanlara ne bir korku vardır ne de bir hüzün. Onlar, Allah’ın sonsuz mağfiretine ve ebedi cennetine ulaşacaklardır. Orada hürmet ve selamla karşılanacaklardır. İkramların en güzeliyle ağırlanacaklardır.

SÖZÜN ÖZÜ

İnsan, tarihe her istediğini söyleyebilir. Çünkü ölüler itiraz edemezler. Cenap Şahabettin

O dirildi, o dirildi diye birden çalkalanan sokaklar Ölüm ki sonsuza açılan bir kapıydı, hiç unutmadım Erdem Bayazıt

Editör: Mehmet Çalışkan