Bir sabah vakti, irfan güneşi mutlu padişah Süleyman Han’ın kalbine bir cami yaptırma fikri gelir ve bu fikri dönemin mimarı Sinan’a açar. Bu hususta Sinan’la bir dizi görüşme yapılır. Görüşmeler sonunda caminin yeri belirlenir ve yapının tasarımı kesinleşir. Caminin temeli atıldığı gün kurbanlar kesilir, ihtiyaç sahiplerine dağıtılarak onların duası alınır ve inşaata başlanır. İlk taşı gelenek olduğu üzere devrin Şeyhülislamı Ebusuûd Efendi mihrap duvarının yükseleceği kesime koymuştur.

Sinan başta olmak üzere nice ustanın geceli gündüzlü durmaksızın çalışması sonucu hayranlık uyandıran cami tamamlanır. Caminin açılışında herkes alana toplanmıştır ve heyecan içinde beklemektedirler. Mimar Sinan anahtarı dua ederek padişaha verir. Padişah ise camiyi açmaya en yetkili kişinin Sinan olduğunu düşünerek anahtarı Sinan’a geri verir. Sinan, dualar eşliğinde “Ya Fettah” diyerek camiyi açar.

Bu muhteşem külliye asırlara meydan okuyarak dimdik ayakta durmaktadır. Bu zarafetli mabedin kıyısında Mimar Sinan’ın türbesi yer almaktadır. Türbenin duvarında ise şu dize yer almaktadır: “Geçti bu demde cihandan pîr-i mi’marân Sinan.”

Editör: Mehmet Çalışkan