Allah Rasûlü’nü kaybetmenin hüznüyle doluydu yürekler. Hane-i saadette de hüzün vardı. Aynı zamanda bir merak içindeydi mü’minlerin anneleri. Çünkü “İçinizden bana en çabuk kavuşacak olanınız, kolu en uzun olanınızdır” demişti âlemlerin Efendisi hayattayken (Müslim, Fadâilu’s-sahâbe, 101). Acaba kimi kastetmişti? İçlerinden hangisi diğerlerinden daha önce kavuşacaktı o gül yüzlü Nebî’ye?

Resûlullah’ın kıymetli eşleri bu soruların cevabını bulmak için, ne zaman bir araya gelseler duvar kenarında kollarının uzunluğunu ölçmeye koyuluyorlardı. Bu durum bir süre böyle devam etti. Zihinleri meşgul eden bu bilmece ise Hz. Zeyneb bint Cahş’ın vefatıyla çözülüverdi. Boyu pek de uzun olmamakla birlikte ibadete düşkünlüğü, hayır işlerindeki gayreti, cömertliği ve ihtiyaç sahiplerini görüp gözetmesiyle meşhur olan bu hanımın vefatıyla anlaşıldı ki, “kolu en uzun olan”,“en çok sadaka veren” demekti. Onun vefat haberini alan Hz. Aişe ise üzüntüsünü şu sözlerle dile getirmişti: “Övgüye layık, ibadetine düşkün, yetim ve dulların sığınağı gitti.” (İbn Sa’d, Tabakât, VIII, 87)

SÖZÜN ÖZÜ

Uykuyu hafif ölüm, ölümü de ağır uyku bil. Muhammed İkbal

İstikbali düşünmemek maziyi unutturur; maziyi unutma istikbali hatırdan çıkarmaktadır. Yusuf Akçura

Editör: Mehmet Çalışkan