İnsan-ı kâmil, ilahî isim ve sıfatların bütün güzelliklerini kendinde taşıyan edep ve ahlak timsali şahsa denir. Bu açıdan bakıldığında örnek insan-ı kâmil, Hz. Muhammed (s.a.s.)’dir.

İnsan-ı kâmil Allah’ın emirlerine tam olarak eksiksiz itaat eden insandır. Ahlak ve bilgide tam olandır. Kendilerini büyük günahlardan korur, küçük günahları da bilerek yapmazlar. Kamil insan başkaları nezdinde kendini küçültecek, dedikodu, gıybet, su-i zan, iftira, istihza gibi ahlaki hastalıklardan uzak durur. Kardeşlik duygularını zedeleyecek, birlik ve beraberliği bozacak tavırlardan da kaçınır.

İnsan-ı kâmil olmanın en önemli özelliği nefse sahip olmaktır. Arzularına sahip olamayan, şeytan ve nefsine yenik düşen kâmil bir mümin olamaz, esaret altındadır. Zira insan Allah’a kul olduğu sürece hürdür, nefsinin esaretinden kurtulmuştur. Allah’a kulluktan uzaklaştığı sürece esirdir, nefsinin kölesidir.

Kâmil bir mü’minin Allah ile ilişkilerindeki en önemli özelliği teslimiyet ve tevekkül sahibi olmasıdır. Kâmil bir mü’minin insan ve çevre ilişkilerinde ise en önemli özelliği adalet ve ihsandır.

Editör: Mehmet Çalışkan