Nice bela ve musibetlerin, nimet ve ikramların var olduğu bir imtihan dünyasındayız. Önemli olansa mü’min olarak hayata duruşuyla anlam katabilmektir. Türlü imtihanlarla sınansa da imanından aldığı güçle hayat yolculuğuna yıkılmadan, inançla ve azimle devam edebilmektir.

Kişinin imanının kalitesi sadece güneşli günlerde değil; karanlıklarda, karamsarlıklarda, çaresizliğin belini büktüğü zor zamanlarda da Rabbini anabilmesinde gizlidir. “Lütfun da hoş kahrın da hoş” diyebilmesinde, acıyı bal eyleyip yüzünü ekşitmeden bela balını yiyebilmesinde gizlidir. Varlık da bir imtihandır insan için yokluk da. Mesele ne varlığa sevinmek ne yokluğa yerinmek, sadece O’nun rızasını dileyebilmektir. Her daim şu nebevî mesajı hatırlamaktır: “Mü’min, yeşil ekine benzer. Rüzgâr hangi taraftan eserse onu o tarafa yatırır (fakat yıkılmaz), rüzgâr sakinleştiğinde yine doğrulur. İşte mü’min de böyledir; o, bela ve musibetler sebebiyle eğilir (fakat yıkılmaz). Kâfir ise sert ve dimdik selvi ağacına benzer ki Allah onu dilediği zaman (bir defada) söküp devirir.” (Buhârî, Tevhid, 31)

SÖZÜN ÖZÜ

İnsanın kelamı, aklının terazisidir.

Hz. Ali (r.a.)

İslamiyet bütün insanlığa hitap eden tek dünya görüşü. Temeli vahdet, sevgi, adalet. Bütün insanlar doğuştan müsavi.

Cemil Meriç

Editör: Mehmet Çalışkan