Müminler için her yönüyle “üsve-i hasene” (Ahzâb, 33/21) yani ideal bir model olan Hz. Peygamber’in engellilerle iletişimi, onlarla kuracağımız ilişkilerde yol göstericidir. Zira Allah Resûlü (s.a.s.) hayatı boyunca engellilere sahip çıkmış, onları asla hafife almamış, özürleri sebebiyle ayıplamamıştır. “Allah, sizin görünüşlerinize ve mallarınıza değil, kalplerinize ve amellerinize bakar” (Müslim, Birr, 34) buyuran Peygamberimiz, engelli sahabeleri ibadete devam etmeleri hususunda teşvik etmiş ve onlara destek olmuştur.

Böylece o, engellilerin toplumdan tecrit edilmesine müsaade etmemiş, liyakatlerine uygun alanlarda topluma hizmet etmelerine fırsat vererek sosyal hayata uyum sağlamalarını kolaylaştırmıştır. Hz. Peygamber bütün ömrünü insanın onur, haysiyet, hürriyet ve saygınlığını kazandırmaya adamış; ortopedik engelli Muaz (r.a.)’ı Yemen’e vali, âmâ sahabi İbn Ümmü Mektum (r.a.)’u Medine’de kendi yerine vekil tayin etmiş, bütün bu tasarruflarında bilgi, yetenek, akıl ve beceriyi esas almıştır.

Engelli sahabiler asr-ı saadette Hz. Peygamber’in yanında sadece merhametle değil güven ve saygıyla muamele görmüşlerdir.

Editör: Mehmet Çalışkan