İnsan, duasız bir hayatın Allah katında değeri olmadığını bilerek varlığına değer katmak, hayatını anlamlı kılmak ve Allah katında bir hoşnutluk bulmak için dua etmelidir. Duasını içten ve samimi olarak, gerçekleşeceğine inanarak, ısrarla yapmalı; Allah’a isteklerini arz etmeli, ama duasının bir an önce gerçekleşmesi için acele etmemelidir. Kişi, kendi diliyle ve kendi hislerini ortaya koyarak içinden geldiğince dua edebileceği gibi Kur’an’daki dua âyetleriyle, Resûlullah’tan veya selef-i sâlihînden nakledilen dualarla da Rabbine niyazda bulunması mümkündür. Allah’a ve âhiret gününe inananlar için kendisinde en güzel örnekliğin bulunduğu Peygamber efendimiz sabah uyandığında kendisini yeni bir güne daha ulaştıran Rabbine, “Elhamdülillâhillezî ahyânâ ba’de mâ emâtenâ ve ileyhi’n-nüşûr./Bizi öldürdükten sonra dirilten Allah’a hamdolsun. Dönüş yine O’nadır.” diyerek (Dârimî, İsti’zân, 53); bir iş yapmak istediğinde ise “Allâhümme hır lî vahter lî/Allah’ım! Bana hayırlısını ver ve benim için en uygun olanı seç.” şeklinde niyazda bulunurdu. (Tirmizî, Deavât, 85)

SÖZÜN ÖZÜ

Düşmanların menfaatleri daima bizim ziyanımızla mümkündür.

Beydaba

Dünyadaki en sağır edici ses, acı çeken mazlumun suskunluğudur.

Hz. Ali (r.a.)

Editör: Mehmet Çalışkan