Peygamberimize gönülden bağlı ve henüz bebekken Hz. Peygamber’in duasına nail olan Abdullah b. Abbâs, aynı zamanda mü’minlerin annelerinden Hz. Meymûne’nin yeğeniydi. Bu, Allah Resûlü’nün hâl ve hareketlerine, ibadet hayatına yakından şahit olmak için bulunmaz fırsattı. Dolayısıyla Abdullah, Allah’ın Elçisi’nin yanında geçirdiği her anı değerli addeder, ondan tavsiye almaya gayret ederdi.

Bir defasında aynı binekte yolculuk yaptığı Abdullah b. Abbâs’a Resûlullah şöyle nasihatte bulunmuştu: “Delikanlı! Sana bazı şeyler öğreteceğim. Allah’ı gözet ki Allah da seni gözetsin. Allah’ı gözet ki Allah’ı (daima) yanında bulasın. Bir şey istediğinde Allah’tan iste!

Yardıma muhtaç olduğunda Allah’tan yardım dile! Şunu bil ki bütün insanlar sana fayda vermek için toplansa Allah’ın takdiri dışında sana fayda veremezler. Ve yine bütün insanlar sana zarar vermek için toplansa Allah’ın takdiri dışında sana hiçbir şeyde zarar veremezler. Bu konuda kalemler kaldırılmış (karar verilmiş), sayfalar kurumuştur (hüküm kesinleşmiştir)” (Tirmizî, Sıfatü’l- kıyâme,59; İbn Hanbel, I,293).

SÖZÜN ÖZÜ

En üstün ahlaki hareket; sana gelmeyen akrabaları ziyaret etmen, seni mahrum edenlere ikramda bulunman ve sana kötülük yapanları affetmendir.

Sa‘dî-i Şîrâzî

Editör: Mehmet Çalışkan