İnanan ve ibadet eden insan aynı zamanda nefsini kontrol altına almaya, güzel ahlâkı kuşanmaya, kötü huylardan kurtulmaya çalışmalıdır. Sabreden, şükreden, affeden, sevgi veren, merhamet gösteren, iyi bir insan olmaya gayret etmelidir. İyilik ve güzel ahlâkın buluştuğu yollardan geçerek Allah’ın rızasına ulaşmayı hedeflemelidir. Resûlullah (s.a.s.) bu yolu “doğruluk” erdemi üzerinden şöyle tarif etmiştir: “Doğruluktan ayrılmayın. Muhakkak ki doğruluk iyiliğe, iyilik de cennete götürür. Kişi devamlı doğru söyler ve doğru olanı ararsa Allah katında ‘sıddîk’ (özü sözü bir olan kişi) olarak yazılır. Yalandan sakının! Çünkü yalan kötülüğe, kötülük de cehenneme götürür. Kişi yalan söyleyip yalanı araştıra araştıra Allah katında yalancı olarak yazılır.” (Müslim, Birr, 105) Bu itibarladır ki doğruluk yolunun sonu cennete ulaşır ve doğruluk, bir Müslümanın asla terkedemeyeceği bir vasıftır.

SÖZÜN ÖZÜ

Fırsat ganimettir. Sağlık ve boş zaman ise iki ganimettir. Vakitlerini devamlı olarak Allah´ın zikrine harcamak gerekir. Hangi amel olursa olsun, dinin emri istikametinde ise o zikre dâhildir, isterse alış veriş olsun.

İmam Rabbânî

Editör: Mehmet Çalışkan