Kâbe Kur’an’ın ifadesiyle insanlık için inşa edilen “tevhit dininin ilk mabedi”dir ve bu mabet “bereketli ve bütün âlemler için bir rehberlik” kaynağıdır (Âl-i İmran, 96). Aynı zamanda “Apaçık işaretlerle dolu olan bu mabet, içine girenin huzur bulacağı Makam-ı İbrahim’i de bünyesinde barındırmaktadır.” (Âl-i İmran, 97). Kâbe’nin temelleri Hz. İbrahim ve oğlu İsmail tarafından yükseltilmiş, beytin tamamlanmasından sonra “mabedin temizliği” ve bütün insanların bu “tevhit mabedine” çağrılma görevi de yine Hz. İbrahim’e verilmiştir (Bakara, 127; Hacc, 26-27).

Kâbe her ne kadar Hz. İbrahim’in eliyle yapılmışsa da, bu mabedin Allah’a adanmış ilk mabet olması dolayısıyla, Allah bu mabedi kendi Zât’ına nispet etmek suretiyle sahiplenmiş ve bu sahiplenme “Beytullah” yani “Allah’ın evi” olarak tescil edilmiştir. Bunun yanında Kur’an’da Kâbe’ye; iki âyette “Beytü’l-Haram” yani güvenlik evi, iki âyette de “Beytü’l- Atîk” yani özgürlük evi anlamında atıf vardır (Maide, 2, 97; Hacc, 29, 33). Kâbe ismi ise Kur’an’da sadece iki yerde zikredilir. (Maide, 5/95, 97)

SÖZÜN ÖZÜ

Güzel ahlâkın en güzeli sana gelmeyene senin gitmendir, seni mahrum edene senin iyilik etmendir. Sana zulmedeni affetmendir. Halkın sana ihtiyacı, Hakkın nimetinin revaç bulmasıdır.

Erzurumlu İbrahim Hakkı

Editör: Mehmet Çalışkan