Hz. İsa, İsrailoğulları’na gönderilmiş bir peygamberdir. İnsanları tek olan Allah’a çağırmış, hayatı boyunca iyiliğin egemen olması için büyük mücadele vermiştir. Kendisinden önceki diğer peygamberler gibi bunu gerçekleştirirken pek çok sıkıntı yaşamış, zorluklara karşı sabırla Allah’ın dinini tebliğ etmeye devam etmiştir. Allah Tealâ Hz. İsa’yı doğumundan itibaren pek çok mucize ile desteklemiş, Hz. Meryem, İsa (a.s.)’ı mucizevî bir şekilde dünyaya getirmiştir.

Kur’an’a göre Hz. İsa, resullerin en büyükleri olan “ülü’l-azm” peygamberlerden biridir. O, bütün üstün özelliklerine rağmen diğer peygamberler gibi bir insan ve bir kuldur. Hiçbir zaman kendisinin tanrı edinilmesini istememiş, insanlara yalnızca Allah’a kulluk etmelerini öğütlemiştir Ona ulûhiyet nispet etmek, onu rab edinmek kesinlikle doğru değildir. “Ben, Allah’ın kuluyum. O, bana Kitab’ı verdi ve beni peygamber yaptı. Nerede olursam olayım, O beni mübarek kıldı; yaşadığım sürece bana namazı ve zekâtı emretti. Beni anneme saygılı kıldı; beni bedbaht bir zorba yapmadı. Doğduğum gün, öleceğim gün ve diri olarak kabirden kaldırılacağım gün esenlik banadır.” (Meryem, 19/30-33)

Editör: Mehmet Çalışkan