Dünyadan uzaklaşıp kendini ibadete adayan sahabilerdendi Osman b. Maz’un. Bakımlı ve güzel bir hanım olan eşi, Hz. Aişe (r.ah.)’ye, ‘kocam ne dünyayı istiyor ne de hanımını görüyor’ diye dert yanmıştı. Bunu duyan Allah Resûlü, hemen Osman’ı çağırtarak şunu hatırlattı: “Ben biraz uyur, biraz namaz kılarım. Bazen oruç tutar, bazen tutmam. Eşimle de beraber olurum. Allah’tan sakın ey Osman! Eşinin sende hakkı var, misafirinin sende hakkı var, nefsinin bile sende hakkı var!”(Ebû Dâvud, Tatavvu’, 27). Bizlere en güzel örnek olan Allah Resûlü, bu hususta da uygulamasını bildirmişti. Evlilik, helal bir birliktelikti ve eşler arasında riayet edilmesi gereken hak ve sorumluluklar içermekteydi. İbadet dahi olsa aşırıya giderek eşlerin hakları ihlal edilemezdi. Allah’ın insanın fıtratına koymuş olduğu birtakım ihtiyaçlar vardır. Bunlardan biri de cinselliktir. Fıtri olan cinsellik, insan neslinin devamı için zorunlu olmakla birlikte bu, helal yoldan karşılanmalıdır. Bunun evlilik yoluyla giderilmesi sevap vesilesi sayılırken, haram yollardan giderilmesi(zina) ise büyük günahlardan sayılmış ve yasaklanmıştır.

SÖZÜN ÖZÜ

Malım, mülküm, evim, barkım, çoluğum, çocuğum diyen adam hiçbir şey yapamaz. Milletim, vatanım diyebilmeli. Dinim, Allah’ım diyebilmeli ve icap ederse kendini düşünmeden bu yolda harcayabilmeli.

Osman Yüksel Serdengeçti

Editör: Mehmet Çalışkan