İstiâze: Âlemlerin Rabbine Sığınmak

İstiâze, her türlü kötülükten korunabilmek için sözle Allah’ın yardım ve himayesini istemektir. Bunun için “eûzü”, “maazallah” (Allah’a sığınırım), “neûzübillâh” (Allah’a sığınırız) ibareleri kullanılır. Hz. Âdem’dan itibaren tüm peygamberler, çeşitli vesilelerle Rablerine sığınmayı bir hayat tarzı olarak benimsemişlerdir. Hz. Nuh, hakkında bilgisi olmayan şeyleri istemekten, Hz. Musa kavmine karşı alaycı bir tavır takınarak cahillik etmekten, Firavun gibi âhirete inanmayan kibirlilerden ve onların düşmanlıklarından Allah’a sığınmıştır. Peygamberimiz de “Allah’ım! Bozgunculuktan, münafıklıktan ve kötü ahlâktan sana sığınırım.” (Ebû Dâvûd, Vitr, 32) duasında olduğu gibi kalbin kötülüklere kaymasından, nefsin doymamasından, cimrilikten, kabir azabından (Nesâî, İstiâze, 2, 3) tembellikten, ihanetten, günahlardan, zulümden, cahilce davranmaktan (Buhârî, Deavât, 36, 44) ayak sürçmesi diye tabir ettiği kusurlardan, yaptığı ve yapabileceği hatalardan Allah’a sığınmıştır. (Müslim, Zikir, 65)

Editör: Mehmet Çalışkan