Anglikan Kilisesi

(BİR MEZHEBİN -DİNİN- ORTAYA ÇIKIŞ HİKÂYESİ)

Hristiyanlıkta Protestan, Katolik ve Ortodoks olmak üzere üç mezhep; Matta, Markos, Luka, Yuhanna ve Resullerin İşleri’nden oluşan -dört artı bir- de ilahi kitapları vardır. Anglikan Kilisesiyle Hıristiyanlıktaki mezhep sayısı dörde çıkmış oluyor.

KÜTÜPHANE OLUŞTURULMASI

Kütüphanenin başına Mr. Arthur Bouthwood’ getirilir. Arthur -diğer dinler ve din hüviyetini taşıyan mezheplerden istedi mi, bilmiyoruz ama- İslam hakkında önce otuz daha sonra elli bin kelimeden oluşan ve İslam Dinini tanıtan özgün bir kitap talebinde bulunur. Kitabı isterken de şu dört soru çerçevesinde olmasını da özellikle ister.

Hazreti Peygamberin dini nedir?

Bu din fikir ve hayata neler bahşediyor?

Zamanımızın çeşitli sıkıntılarını nasıl tedavi ediyor?

Dünyayı gerek daha iyi gerek daha fena bir surette değiştiren siyasi ve manevi güçlere ne diyor?

İngiltere krallığına bağlı Anglikan kilisesi, Osmanlı devletine cevaplaması için gönderilen dört soruyu Şeyhülislam, ‘Şer ’iye Vekâleti İslam Tetkikleri ve Teklifleri Kurulu Başkanlığına’ havale etmiş. Gerekli incelemelerden sonra kurul üyeleri tarafından bu suallere cevap vermesi istenmiş. Cevap vermekle görevlendirilen Kurul üyeleri; Abdülaziz Çaviş, İzmirli İsmail Hakkı ve Said Nursi’dir. Görevi alan üyeler, ayrı ayrı yazdıkları risaleleri -kitapları- Şeyhülislamlık makamına getirirler. Bu üyelerden ikisi makul cevap verirken, Said Nursi olayı siyasi olarak nitelendirerek ona göre cevap verme yolunu seçer.

Said Nursi’nin tepkisi soruların Kilise ’den ziyade İngiltere makamlarından gelmesinedir. Ayrıca suallerin İşgal ve Mütareke yıllarında geldiğinden masum kabul etmez. Bu yüzden “…tükürün…” diye başlayan kısa ve aşağılayıcı bir cevap verir. Said Nursi’nin bu tavrını bir taraf bırakırsak, verilen diğer cevapları Kurul incelendikten sonra İzmirli İsmail Hakkı’nın yazdığı kitabın gönderilmesine karar verir. Fakat yetersiz veya eksik görülen bazı bölümlere diğer çalışmalardan eklemeler yapılır.

İzmirli İsmail Hakkı’nın çalışması “Anglikan Kilisesine Cevap” ismiyle 1995 yılında küçük boy, birinci hamur kâğıda 293 sayfa olarak TDV (Türkiye Diyanet Vakfı) yayınlarından çıktı.

Şer’iyye Vekâleti İslam Tetkikleri ve Telifleri Kurulu Başkanı Abdülaziz Çaviş tarafından yazılan diğer kitap ise Mehmet Akif Ersoy tarafından Tercüme edilip, Süleyman Ateş tarafından sadeleştirilerek 1974’de aynı isimle Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından neşredildi.

Böylece biri Diyanet diğeri TDV olmak üzere iki kitap basılmış oldu. Okuduğum iki kitap hakkında mukayese yapmak gerekirse; Abdülaziz Çaviş’in yazdığı kitap suallere verdiği cevap açısından daha kapsayıcı. Yaptığı muhtelif alıntılarla da kitabı bir hayli zenginleştirmiş.  Özellikle kitabın son taraflarındaki kadın hakkındaki mütalaası oldukça aydınlatıcı. Merak edenlerin bu kitapları temin edip okuyabilirler.

ANGLİKAN KİLİSESİ NEDEN KURULDU?

VIII. Henry (1491-1547) ile Papa arasındaki bir kavgadan sonra ortaya çıkan Anglikan Kilisesi, 1563’de, Kraliçe I. Elizabeth’in yayınladığı otuz dokuz maddelik bir fermanla İngiltere’nin resmi mezhebi oldu. Papanın otoritesini reddeden Anglikan Kilisesi, XVI. yüzyıldan itibaren ibadette Latince yerine İngilizceyi kullanmaya başladı. Diğer Hıristiyan mezheplerinin aksine Anglikan kiliseleri kral ve kraliçe tarafından temsil edilir.

Yaklaşık 30 milyon mensubu olduğu düşünülen Anglikan Kilisesi (Anglikanizm) XVIII. yüzyıldan itibaren başta İngiltere ve sömürgeleri olmak üzere Amerika, Kanada, Avustralya, Afrika, Yeni Zelanda ve Hindistan’da bulunmaktadır.

MEZHEBİN KURULUŞ HİKÂYESİ

Yukardaki ifadenin dışında mezhebin kuruluşuyla ilgili şöyle bir de hikâye anlatılır: İngiliz Kralı VIII. Henry, 1509’da ölmüş olan ağabeyinin eşi ve İspanya kralı Ferdinand'ın da kız kardeşi olan Aragonlu Katherine ile evlenir. Bu evlilikten dünyaya gelen altı çocuktan sadece Mary ismindeki kızları hayatta kalır. Bir erkek çocuk sahibi olmak isteyen Kral VIII. Henry, tekrar evlilik hayalleri kurmaya başlar ve saray kadınlarından Anne Boleyn'i gözüne kestirir. Hem güzel hem de zeki bir kadın olan Anne Boleyn, bu fırsatı kaçırmak istemez ve Kral Henry'nin evlilik teklifini kabul eder. Fakat Anne Boleyn'in kraliçelik hayalleri Katolik Kilisesi'nin kurallarına takılır. Katolik inancına göre Tanrının huzurunda evlenmiş olanlar kesinlikle boşanamazlardı. Roma'nın onaylamadığı bu evlilik kararı hem kilisenin baskısından kurtulmak hem de Anne Boleyn ile evlenmek isteyen Kral için bir fırsat olur.

VIII. Henry, önce Roma'ya ve Katolik mezhebine bağlılığını keser. Ardından Anne Boleyn ile evlenir. Böylece papalığın İngiliz Krallığı üzerindeki imtiyazlarını da kaldırmış olur.

Anne Boleyn ile evlenen Kral Henry, bir erkek çocuk sahibi olamaz ama İngiliz Krallığı'nı Vatikan'ın kontrolünden çıkararak, bağımsız bir kilise olan Anglikan Kilisesi'nin kurulmasını sağlar. Avrupa'da genellikle din adamları ve halk tarafından gerçekleştirilen reform hareketi, bu kez devlet tarafından gerçekleştirilmiş olur.

Kral VIII. Henry tarafından kurulmuş olan Anglikanizm, Kraliçe Elizabeth döneminde, 1563’de otuz dokuz madde halinde yeniden düzenlenerek İngiltere'nin resmi mezhebi ilan edilir.

Zamanlamaya gelince, Avrupa’da 15. yüzyılın sonları, 16. yüzyılın başı itibariyle büyük bir reform hareketi başlar. Luther'in liderliğinde Almanya'da başlayan bu hareket, bütün Avrupa'yı kaplar. Bu harekete Fransa'da Calvin öncülük yapar. Tam bu karışıklığın devam ettiği sırada İngiltere'de de Anglikanizm ortaya çıkar.

Kafa karıştıran sorular;

Anglikan Kilisesi; Protestan mı, Ortodoks mu, Katolik mi?
Katoliklik, Ortodoksluk ve Protestanlık arası orta bir yol mu?
Yoksa her üçünün karışımından mı oluşuyor?

Özünde Anglikan kilisesi ne Katolik ne Protestan ne de Ortodoks’tur... Anglikanizm; kibirli İngilizlerin her üç mezhebi esas alarak kendilerine göre uyguladıkları/uyarladıkları bir mezheptir.

Katolikliğin başı Papalığa göre; Roma'ya bağlı olmayan her Kilise Protestan olarak görülür. Her ne kadar böyle düşünülse de cemaat içinde Türkçe hay çiriç İngilizce High Church denilen yüksek kilise bu sınıflandırmaya karşı çıkar ve Anglikanlığın Protestanlık ve Katoliklikten bağımsız otonom bir batı kilisesi ve mezhebi olduğunu savunur.

Katolik Kilisesinin ilkeleriyle Protestanlık mezhebinin ilkelerini birleştiren bir kilisedir.  O zaman için başkanlığına VIII. Henry geçirilir. O tarihten sonra İngiliz kralları aynı zamanda kilisenin de başkanı olur. Katoliklerin, Protestanların ve Ortodoksların dini liderleri din adamıyken, Anglikan Kilisesi'ninki bir devlet adamıdır, siyasetçidir, bugün bile o niteliği hala korunmaktadır.


Anglikan Kilisesi, kendini Latince Orta Yol manasına gelen VIA MEDIA olarak adlandırır. Roma Katolik Kilisesi ve Doğu Ortodoks Kiliseleriyle birlikte kendini ''Apostolik'' (kökenini havarilere dayandırır) olarak tanımlar.

Roma Katolik Kilisesi, Anglikanlığın apostolik yönünü tanımaz ve reddeder. Bu sebepten ötürü Anglikanlıktan Roma Katolikliğine geçen biri tekraren Konfirmasyon ayinine tabi tutulur.

Anglikan Kilisesi, Azizler ve Meryem Ana'yı yortu günlerinde anar, ibadet esnasında buhurdanlık ve sakramental ritler kullanır, Haç çıkarır, altar önünde diz çökerler. Rabbin Sofrasında, Katolikler gibi, İsa'nın kutsanan ekmek ve şarapta gerçekten var olduğuna inanırlar.

Anglikan kilisesinin, Kuzey Amerika'da bilinen ismi, piskoposlar vasıtasıyla yönetildiği için Episkopal Kilise’dir. (Vikipedi)

Bugün itibariyle Kraliçe bu mezhebin başındaki insandır. Her ne kadar İngiltere demokrasinin beşiği kabul edilse de o tarihten bu tarafa İngiltere parlamentosunda alınan tüm kararlar Kral veya Kraliçenin onayına sunulur.

Bu mezhep ortaya çıktığı andan itibaren lehte ve aleyhte çok soru, gene lehte ve aleyhinde çok kitap ve makale yazıldı. Fakat güneş batmayan ülke kabul edilen İngiltere tarafından kurulduğu, onlar tarafından benimsendiği için diğer tüm dini değerler hiçe sayılarak bu mezhep varlığını sürdürmektedir.

 
Oldukça özetleyerek izaha çalıştığım bu mezhebin az sayıda da olsa İzmir ve İstanbul başta olmak üzere Türkiye’de temsilcileri bulunmaktadır. Türkiye'deki Anglikan kiliseleri, Gibraltar (Cebelitarık) piskoposluğunun yetki alanı içerisinde faaliyetlerini sürdürmektedir.