Okumak...

Önce kendini okumak... Yani enfüsten afaka doğru yolculuğa çıkmak... Kendini okuyup, keşfetmek... mahiyetine yerleştirilmiş hazineleri bulup, kendinde derinleşip sonra afaki alemi tanıyıp okumak...

Kendini okumak... Eşref-i mahlukat olarak yaratıldığını bilip, eşref-i mahlukat olarak kalabilme çabasında olmak.

Kendini okumak... Ahsen-i takvimde yaratıldığını görüp, hayatın geçici olduğunu bilip, bu geçici hayatta en güzel kıvamı kaybetmeme gayretinde olmak, en güzel kıvamda olanın kıvamını kaçırmamak, tadını bozmayıp, zehire inkılab ettirmemek.

Kendini okumak... Kendisinin, varlığın bir küçük nüshası olduğunu bilip, bu nüshanın küçüklüğüyle beraber kâinata merkez olduğunu fark etmek, kâinatın gözbebeği olduğunu bilmek, kâinat fabrikasının en kıymettar ürünü olan ibadeti üreten fabrikanın insan olduğunu bilmek.

Kendini okumak... Vicdan ayinesinde Kur'an'ı okuyabilmek.

Kendini okumak... Kalp ayinesinde Rabbini okuyabilmek, Rabbinin isim ve sıfatlarını hayatına rehber edinebilmek.

Kendini okumak... Kâinatın medar-ı iftiharı olan Resul-i Ekrem’e (s.a.s) benzemeye çalışmak.

Kendini okuyan, kendini bilir, nefsini bilir, nefsinin tuzaklarını bilir, nefsini tanır, nefsin ıslahına gayret eder. Kendini okuyup tanımaya başlayan, kendi şerrinden emin olur ki kendi şerrinden emin olan da kurtuluşa yakınlaşır. Kendini okuyup tanımaya başlayan nefis, kendi ayinesinde Rabbini tanımaya başlar, nefsin hile ve tuzaklarına karşı iltica edeceği sığınağı bulmuş olur.

Okumak...

Kitabı okumak...

Varlığın aslı, varlığın hikmeti, insanlığın yeryüzündeki imtihanını okuyup, beşerin hakiki huzur kaynağını bulmak.

Kitabı okumak… İmar vazifesiyle gönderildiğini öğrenip yeryüzünü ruhla imar etmek, yaptığı işe ruh katmak, icat ettiği eşyaya mana katmak.

Kitabı okumak... İnsanlığın fıtratına yerleştirilen manevi duyguları esas alıp eşyaya bu duygulara muvafık şekil vermek.

Kitabı okumak… Yeryüzünde zulmün son bulması için tüm gayretiyle çalışmak.

Kitabı okumak... İnsanlığın dareyn saadeti için çalışmaktır.

Okumak, kâinatı okumak...

Kâinatı okumak... Sinedeki kalbin yük olmaması için kâinatın sahibini bulup gönlün her tarafını onunla doldurmaktır.

Kâinatı okumak... Nihayetsiz bir ilim kapısı olan tefekkür kapısını aralamaktır.

Kâinatı okumak... Kâinatın sahibini anlamaktır. Kâinatı var edip, varlığı idare eden nihayetsiz ilim sahibi zatı tanımaktır.

Kâinatı okumak... Eşyanın arka planını görüp eşyaya şekil vereni görmektir.

Kâinatı okumak... Her zerrenin manasının olduğunu bilip, görmektir.

Kâinatı okumak... Kâinat ayinesinden kâinatın sahibinin esma ve sıfatlarını temaşa etmektir.

Kâinatı okumak... İman’da Kemal’i bulmaktır.

Kâinatı okumak... Kâinatı bu şekliyle var eden Allah'ı tanıyıp ona şükür edebilmektir.

Evet, okumak, insanın varlık amacıdır. Okuyan insan varlık amacının farkına varır. Varlığın var edilmesinin amacının farkına varır. Okuyan insan, kendini okur, Rabbini tanır. Kâinatı okur, şükür ve hamd için ayaklanır. Kitabı okur, yeryüzünü imar eder. Okumak insanı karanlıktan aydınlığa çıkarır. Okumak insanın ufkuna ufuk katar. Okumak, vicdanı uyandırır. Okumak, bedenin sultanı olan kalbi harekete geçirir. Zaten kalbi harekete geçen de insan olur.

Sonuç itibariyle okumak, okumak, okumak... Durmadan, dinlenmeden okumak...

Selam ve dua ile...