"İşte bu, bir hatırlatmadır. Doğrusu Allah’a karşı gelmekten sakınanlara güzel bir gelecek vardır. Bütün kapıları kendilerine açılmış olan Adn cennetleri vardır." (Sâd, 38/49-50)

Süleyman, Davud, Eyyub, İbrahim, İsmail, Yakub, Zülkifl… Allah’ın seçkin kulları, Allah’ın peygamberleri. Müttakî elçiler. Kur’an anlatır onların yaşantılarını, mücadelelerini ve Allah’a olan teslimiyetlerini. Örnekler sunar bize onların takva dolu hayatlarından. Çünkü Kur’an bir zikirdir, hatırlatmadır, öğüttür. Onları örnek almamızı ister. İstemekle kalmaz, müttakilere verilecek mükâfatı da müjdeler. O mükâfat, cennetin en yüksek makamı, kapıları ardına kadar açık olan Adn cennetidir. Ne mutlu bu kapıdan girebilenlere, ne mutlu müttakilere!

“Adn cennetinde, cennetliklerle rablerini görmeleri arasında, Allah’ın zatı üzerindeki azamet vasfından başka hiçbir şey olmayacaktır.” (Müslim, “İman”, 296)

Müttakî: Günahlardan titizlikle kaçınan, takva sahibi.