Eyyûbîler döneminden itibaren başlayan ve Memlûkler döneminde daha da gelişen medreseler, belki de Kudüs’teki en işlevsel mekânlar idi. Gerek Kıble Mescidi içinde, gerekse Mescid-i Aksâ ve çevresinde pek çok ilim halkası vardı. Birçok medresede çeşitli ilim dallarında eğitim verilmekteydi. Kıble Mescidi’nin her bir direğindeki ders halkaları, buradaki medreseler, mastabalar, ribatlar, hangâhlar, tekkeler ve zaviyeler dikkate alındığında aynı anda yüzlerce dershaneden oluşan bunca ilmî faaliyet, bugün birçok fakültesi bulunan büyük bir üniversiteye karşılık gelmekteydi. Bu zengin çabanın ardında, bir yandan diğer dinlerle rekabet, diğer yandan Şiî Fâtımîlerin Kahire’de kurdukları Ezher’e alternatif olma gayreti vardı. Dolayısıyla Müslümanlar her dönemde mescitlerdeki yüzlerce ilim halkalarına ilaveten Kudüs’te birçok medrese açtılar. Halen bir kısmının binaları kullanılan, bazılarının ise kalıntıları görülen yüzlerce medreseden burada genel olarak söz etmekle yetineceğiz.

Söz gelimi Selçuklular döneminde Şâfiî âlimlerinden Nasr b. İbrâhim el-Makdisî, Nasriyye Medresesi’ni kurdu. Onun ardından bir Hanefî medresesi kuruldu. Ebü’l-Ferec eş-Şîrâzî, Hanbelî mezhebi doğrultusunda dersler verdi. Bu dönemde İslam dünyasının çeşitli yörelerinden çok sayıda meşhur âlim Kudüs’e gelmeye başladı. Bunlar arasında Endülüs’ten İbn Ebû Rendeka et- Turtûşî, İşbîliye’den (Sevilla) Ebû Bekir İbnü’l-Arabî ve Tus’tan (İran) Ebû Hâmid el-Gazzâlî de bulunmaktaydı.

gavanime medresesi

(Gavânime Medresesi)

Memlûkler döneminde Kudüs’te elli civarında medrese ve yirmi civarında zaviye, hangâh ve ribât mevcuttu. Aksâ’nın batı revaklarında Eşrefiye, Tenkiziye, Hatuniye ve Mencukiye, kuzey revaklarının üzerinde ise Kerîmiye, Gâdiyye, Evhadiyye, Devâdariyye, Eminiyye ve daha küçük bazı medreseler vardı. Bunlardan başka, farklı yüzyıllarda açılan ve eğitim veren Nâsıriyye, Fâtımıyye, Salahıyye, Haseniyye, Efdaliyye, Vecîhiyye, Câlikıyye, Sellâmiyye, Emîniyye, Mevsıliyye, Şerkesiyye, Sübeybiyye ve Bâsitıyye ilk akla gelen medreselerden bazılarıdır. Pek tabiidir ki, asırlar boyunca İslam ilim tarihinde söz sahibi, birçok telife imza atmış pek çok meşhur âlim buralarda ders görmüş, ders vermiş, ilimleriyle Kudüs’ün bereketine ilmin bereketini katmışlardır. Özellikle Altın Kapı ile Kubbetu’s-Sahra arasında yer alan ve Ahmet Paşa tarafından 17. yüzyıl başında yaptırılan, Filistinli en seçkin hocaların en zeki dört talebeye ders verdiği mütevazı bir yapı olan Ahmet Paşa Medresesi, bugün için model olacak kadar önemlidir.

Ahmet PAşa mesdresesi 2

(Ahmet Paşa Medresesi)

Kaynak: Kudüs ve Aksa - Bünyamin Erul