Hitit Üniversitesi İlahiyat Fakültesi ile İslam Ekonomisi ve Finansı Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından 5 ülkeden bilim insanlarının katılımıyla düzenlenen “Uluslararası İslami Sigortacılık ve Finans Sempozyumu” başladı.

Sempozyumun açılışında konuşan Hitit Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Abdullah Çolak, Malezya, Endonezya, Fas ve Pakistan’dan çok sayıda bilim insanının katıldığı sempozyumda, tarihten günümüze hemen her insanın hayatının belli noktasına dokunan, gerek kazalara karşı güvencede olmak gerek ekonomiden helalinden bir şey kazanabilmeyi amaçlayan sigorta ve finans konusunu, ehil kişilerden dinleme fırsatı bulacaklarını ve problemli yönlere çözümler sunulacağını ifade etti.

“Dinimize göre, sanal olan, gerçek olmayan, alın teri karışmamış şey, helal değildir”

Hitit Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ali Osman Öztürk, üniversitelerin, sadece eğitim ve araştırmalar için var olmadığını, topluma hizmet, bulundukları topluma katkı sunmanın, artık günümüzde üçüncü nesil üniversite olma yolunda önem arz ettiğini ifade etti.

Üniversitelerin, kendi içine kapalı, sadece eğitimini veren ve araştırmasını yapan, uzun duvarlarla toplumla arasına mesafe koyan yapılar olmaktan uzaklaşması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Öztürk, “İşte bu sempozyumla da sadece üniversitemizi toplumla buluşturmuyor aynı zamanda 5 ülkeden, İslam beldelerinden bir birliktelikle uluslararası işbirliğine dönüştüren yapı olma yönünde adımlar atmış oluyoruz. İlahiyat Fakültemiz ve İslâm Ekonomisi ve Finansı Uygulama ve Araştırma Merkezimizin ortaklığında, yan yana gelmesiyle böyle uluslararası organizasyonları yapıyor olması önemli bir gelişme” diye konuştu.

Sempozyumda, çevrimiçi ortamda, İslami sigortacılık ve İslami finans alanında ufuk açacak 6’sı Arapça, 4’ü İngilizce, 38’i Türkçe olmak üzere çok sayıda bildirinin sunulacağını kaydeden Prof. Dr. Öztürk, şunları söyledi:

“4 bin 500 yıl önce başlayan bir sigortacılık tarihinden bahsedilir. Dolayısıyla tedbirli olmak, insanların hep aklının bir kenarında vardır. Örgütlü hale gelmesi, farklı metotlarla olmuştur. Kendi dinimiz, bizi hayata bağlayan inanç bütünü bağlamında, Peygamber Efendimizin (S.A.V) döneminde geliştirilmiş akile müessesesinden bahsedilir. Ecdadımızın Selçuklu döneminde derbent teşkilatıyla bu tedbirleri yürütmeye çalıştığını görüyoruz. Daha sonra, Osmanlı’da da çeşitli yardım kuruluşları, destek kuruluşları anlamında birçok kuruluş, vakıf oluşmuştur. Esnaf yardım sandıkları ve lonca gibi sigorta benzeri tedbir amaçlı çalışmaların yapıldığını görüyoruz.”

Sempozyuma, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi emekli öğretim üyesi, İslam Hukuku Profesörü Hayrettin Karaman da çevrimiçi katılarak bir konuşma yaptı. 

İslami sigorta ve İslami finans sisteminin gerçekleşmesinin bazı ön şartları bulunduğuna vurgu yapan Prof. Dr. Karaman, “İslam için ‘namaz, oruç, hac ve zekâttan ibaret’ diyen, bunları dahi tam olarak uygulamayan Müslümanları, kamil manada Müslümanlar halinde getirecek eğitim şart. İslami finansman bu şartlar gerçekleşirse, gerçekleşir.” dedi.

Editör: Mehmet Çalışkan