Tasavvuf, Peygamber (sas) Efendimizin örnek yaşantısına dayanan bir ilimdir. Tasavvufun özellikle İslâm’ın ihsân boyutu olarak İslâmî ilimler arasında önemli bir yeri bulunmaktadır. Temeli Kur’an’a ve Sünnet’e dayanır. Bu husus, daha ilk asırlardan itibaren sûfîlerce ifade edilmiştir. 

Ebu Süleyman ed-Daranî: " Bazen hakikat kabilinden bazı bilgiler ve duygular kırk gün süreyle kalbimi kuşatır. Bu iki şahit olmadan onların gönlüme girmesine izin vermem. O iki şahit, kitap ve sünnettir." diyerek bu hususu açıklar.

Bayezid-i Bistamî: " Havada bağdaş kurup oturacak kadar kerametleri olan bir kimseyi görseniz, Allah'ın emir ve yasaklarına, dinin sınırlarına ve şeriata ne ölçüde uyuduğuna vakıf olmadan ona inanmayınız."  diyerek kişinin kıymetinin şeriata uygunluğu ile ölçülmesi gerektiğini vurgulamaktadır.

Sehl B. Abdullah et-Tüsteri: " Kitap ve sünnetin kabul etmediği her türlü vecd hali, bâtıldır" sözleriyle tasavvufun şeriat sınırları içerisinde olduğunu ifade etmiştir.

Cüneyd-i Bağdadi: " Bizim ilmimiz, Resulullah'ın (sas) hadisine bağlıdır. " sözleriyle mutasavvıfların sünnete bağlılığını dile getirir.

Nasrâbâdî de: " Tasavvufun aslı, kitap ve sünnete sarılmak, bidatları ve hevayı terketmek, mürşitlere saygı göstermek, halkı hatalarından dolayı mazur görmek, evrada devam etmek, ruhsatları ve te'villere göre hareket etmeyi bırakmaktır. " diyerek tasavvufun esasının şeriata bağlı olmaktan geçtiğini belirtir.

Erken dönemlerden itibaren tasavvufun Kur'an ve sünnete bağlı bir ilim olduğu sufilerce vurgulanmıştır. Diğer bir değişle bu iki kaynağa aykırı her türlü söz ve uygulama reddedilmiştir.

İÇİNDEKİLER:

Tasavvufun Kaynağı Kur'an ve Sünnet

Tasavvuf İlminde Kur’an ve Sünnetin Önemi

Tasavvuf ve Kur’an-ı Kerim

Tasavvuf ve Sünnet

-----------------------------------------

Doç. Dr. Mahmud Esad Erkaya

Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Öğretim Üyesi