Yüzyıllar boyunca insanlar ihtiyaçları kadar tüketerek, tükettikleri kadar üreterek yaşam ve ihtiyaç arasındaki dengeyi büyük ölçüde korudular. Modern çağda denge şirketlerin lehine, insanların aleyhine bozuldu; makas giderek açıldı. Gıdadan barınmaya, eğlenceden giyinmeye çok geniş alanda üretim çeşitliliğinin artması ve bu ortamda kendine yer bulan kapitalist ihtiras, kâr için tarihin hiçbir döneminde eşine rastlanmayan yöntemler bulma yoluna gitti. Tüketim odaklı ihtiyaçlar, zevkler, beğeniler, yönelimler insanların sosyal hayatlarında özendirici şekilde dolaşıma sokuldu; herkes aynı üretim bandının önünde bir örnek tüketiciye dönüştürüldü. İslam dini –tüm bu olanlara çözüm niteliğinde olmak üzere– müminlerin yerken, içerken, tüketirken daima ölçülü olmaları gerektiğini, aksi hâlde israfa düşebileceklerini, Allah’ın (cc) ise israf edenleri sevmeyeceğini belirterek nefislerine karşı bir dikkat ve temkin geliştirmelerini öğütler.


Mustafa Kemal Atatürk’ün Ankara’ya gelişi (1919)
Millî şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un vefatı (1936)
Erzincan Depremi (1939)