Dua; yalvarmak, istemek anlamında olup, kulun Yaratıcısından yardım dilemesidir. İnsan yaratılışından bu ihtiyaçla dünyaya gelir. Nitekim insan bedeninin olduğu gibi ruhunun da beslenmeye ihtiyacı vardır. Madden beslenmeyen bedenin zayıf düşmesi gibi, manen beslenmeyen ruhlar da zayıf düşer. İnsan eksiklikleri olan aciz bir varlıktır. Aslında insan dua ile birlikte hem yetersizliğini idrak etmiş, hem de bunu itiraf etmiş olur.

Dua kul ile Yaratıcı arasındaki en önemli bağdır. Bu bağ sıkı olduğu sürece kişi kendini güçlü hissedecek ve karşılaştığı sıkıntılarla baş edebilecektir. Tüm ibadetlerin özü de duadır. Var oluş amacı yalnızca Allah’a kulluk olan insanoğlu, yapmış olduğu ibadetlerle Hakk’a yaklaşır. Tüm ibadetlerin maksadı da kulu Rabbine yaklaştırmaktır. Hz Peygamber’in “Dua ibadetten ibarettir” (Tirmizi, Dua, 1) sözü de bize bu gerçeği hatırlatır.

Yüce Rabbimiz kitabımız Kuran-ı Kerim’de, “Ey Muhammed! De ki: Duanız olmasa Rabbim size ne diye değer versin!” (Furkân, 25/77) buyurarak adeta kulluğun dua üzerine inşa edildiğini bizlere hatırlatır.

Editör: Mehmet Çalışkan