TBMM Başkanı Mustafa Şentop ve Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Dünya Ehl-i Beyt Vakfınca İstanbul’da düzenlenen Muharrem İftarı’na katıldı.

Şentop burada yaptığı konuşmada, Muharrem ayının bereket ayı olmasının yanı sıra aynı zamanda bir matem ayı olduğunu söyledi.

Muharrem ayının 10. günü Hazreti Muhammed'in torununun şehit edildiği bir elem günü olduğunu hatırlatan Şentop, bu günün bütün Müslümanların "ortak hüznü" olduğunu belirtti.

Şentop, "Kerbela'nın acısı, ayrıştıran değil birleştiren özelliklere vesile olmalıdır. Bütün dünya Müslümanları, ayrılığa gayrılığa değil birlik ve beraberliğe, 'bütün müminler kardeştir' düsturuna sarılmaya mecburdur. Hazreti Hüseyin'i anlamak hakkı, hukuku, özgürlüğü, adaleti, ahde vefayı anlamak, sözüne sadık kalmanın yoluna baş koymaktır." diye konuştu.

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş ise yaptığı konuşmada, iftar programı ve daveti için Dünya Ehl-i Beyt Vakfı Başkanı Fermani Altun’a teşekkür etti.

Başkan Erbaş, Muharrem ayının Müslümanlar için dini, tarihi ve kültürel açıdan birçok olayın yaşandığı önemli bir zaman dilimi olduğunu söyledi.

Yeni Hicri yılın tüm insanlık için hayırlar getirmesi temennisinde bulunan Başkan Erbaş, “Muharrem ayı, Müslümanlar için bir milat, tüm insanlık için tarihî bir dönüm noktasıdır. Zira zulüm ve haksızlığın hayatı kuşattığı bir cahiliye döneminde Resul-i Ekrem ve ona tabi olanlar, İslam’ın evrensel değerlerini yaşama ve yaşatma adına bir varoluş mücadelesi vermişlerdir. Hicretle cahiliye karanlığından uzaklaşarak aydınlık bir çağın temellerini atmışlardır.” dedi.

Başkan Erbaş, Muharrem ayının 10. günü olan Aşure gününün Müslümanlara birçok tarihi olayı hatırlattığını ifade ederek, “Bir diğer yandan 10 Muharrem’de, yüreklerimizin yandığı, kalbimizin sızladığı Kerbela’yı, o tarifi imkânsız acıyı hatırlarız. Kerbela’da Peygamberimizin güzide torunu, cennet gençlerinin efendisi Hz. Hüseyin ve 70’den fazla yâranının şehit edilmesi; ırkı, rengi, coğrafyası ne olursa olsun, Allah’a ve O’nun kutlu elçisine iman eden bütün müminlerin kalbinde derin yaralar açmış, Muharrem ayını bir mateme ve hüzün mevsimine dönüştürmüştür.” diye konuştu.

“Kerbela, ümmetin her ferdinin kalbini birleştirerek tek bir kalbe dönüştürmelidir”

Kerbela’dan alınması gereken birçok mesaj ve ders olduğuna vurgu yapan Başkan Erbaş, “Bunların en büyüğü birlik, beraberlik ve kardeşliği muhafaza etme ve fitneye, ihanete, tefrikaya karşı uyanık olmanın hayati bir gereklilik olduğu gerçeğidir. Eğer bu mesajı hayata dönüştürmez isek İslam coğrafyasında, hüznün ve matemin en acılı hikayeleri yaşanmaya devam edecektir. Dolayısıyla Kerbela, bütün ümmetin her ferdinin kalbini birleştirerek tek bir kalbe ve tek bir vicdana dönüştürmelidir.” ifadelerini kullandı.

“Müslümanlar mazlumları her zaman bağırlarına basmışlardır”

Başkan Erbaş, bugün yüreğinde ehl-i beyt sevgisiyle yaşayan Müslümanlara düşen sorumluluğun, Hz. Hüseyin’in şahsında vücut bulan erdemleri kuşanmak olduğunun altını çizerek şöyle konuştu:

 “Bu erdemler, hakkaniyet sahibi olmaktır. Hak yolda mücahede ve mücadele etmektir. Sadakat göstermektir. Rabbimizin, Hazreti Muhammed Mustafa (s.a.s.) ile gönderdiği ilahî hakikatlere karşı vefalı olabilmektir. Allah’a, Resulüne ve bütün müminlere karşı samimi olmak, içten davranmaktır.

Hz. Hüseyin’i sevmek, onun uğruna can verdiği değerleri sahiplenmektir. Öyleyse Hz. Hüseyin’in asaletini ve ahlakını kuşanmak, onun destansı duruşunu ve yiğitliğini gençlerimize ve nesillerimize hakkıyla tanıtmak bizim için önemli bir görevdir. 

Alt aidiyetlerimiz ne olursa olsun, bunlar bütün Müslümanların ortak değerleridir. Bu ortak değerlerin kıymetini bildikçe, bu değerler etrafında kenetlendikçe toplumsal dayanışma ve kaynaşmamıza kimse zarar veremez. Bu, Kerbela olayının bize verdiği, vermesi gereken temel bir mesajdır. Esasında Müslümanlar 14 asırdır alacakları en büyük dersi almışlar, mazlumları her zaman bağırlarına basmışlar. Zalimleri de tarihin zindanlarına ebediyen hapsetmişlerdir.”

“Bir bedenin azaları gibiyiz”

Âşık Veysel’in “Allah birdir, peygamber hak. Rabbü’l-alemin’dir mutlak. Senlik benlik nedir bırak. Söyleyeyim geldi sırası” mısralarını hatırlatan Başkan Erbaş, “Bizler bu topraklarda bütün etnik, dini, mezhebi ve meşrebi farklılıklarımızla birlikte Müslümanlar olarak, insanlar olarak bu topraklarda yaşayan herkes bir bedenin azaları gibiyiz. Aynı tarihin, aynı hüznün ve aynı sevincin mensuplarıyız. Kerbela ortak acımızdır.” ifadelerini kullandı.

“Bizim ortak düşmanımız nefret dilidir, farklılıkları kavga sebebi sayan sığlıktır”

Başkan Erbaş, Kur’an-ı Kerim’de Müslümanların barışa, kardeşliğe davet edildiğine işaret ederek, “ ‘Ey iman edenler, hepiniz silme koşunuz, barışa giriniz. Şeytanın adımlarını takip etmeyiniz. O sizin için apaçık bir düşmandır.” buyuruyor Rabbimiz ve hepimizi silme, barışa, kardeşliğe, mutluluğa davet ediyor. Bu yüzden bizim ortak düşmanımız cehalettir, nefret dilidir, şiddettir, farklılıkları kavga sebebi sayan sığlıktır. Kardeşi kardeşe düşman yapan fitnedir. Bilelim ki biz, bütün sorunlarımızı kendimiz çözebilecek tarihi birikime, irfana, aklıselime, imana ve inanca sahibiz.” şeklinde konuştu.  

Başkan Erbaş,  Muharrem etkinliklerinin, Müslümanlar arasındaki birlik ve kardeşliği pekiştirmeye vesile ve bu gayeye matuf çalışmaların bereketli olmasını niyaz ederek, “Bu vesileyle serdar-ı şuheda Hazreti Hüseyin başta olmak üzere, mukaddesat uğrunda, hak, hakikat yolunda en aziz varlığı olan canını feda eden bütün şehitlerimizi saygıyla, hürmetle, ihtiramla yâd ediyorum.” diye konuştu.

Editör: Mehmet Çalışkan