Zekât ve sadaka kulluk bilincini diri tutar

Zekât vermeyi emreden Yüce Allah’tır. Müslüman, bedenî ibadetlerde olduğu gibi mali ibadetlerde de, canın yongası malını hiçbir maddi karşılık beklemeden Rabbinin rızası için infak ederek kulluk borcunu ifa eder. Bu vesileyle, Allah’ın kendisine bahşettiği nimetlere şükrünü eda eder, cimrilikten korunur, cömertlik hasleti kazanır. Kalbini ve malını zekâtla temizleyen insan, mal ve servetin gerçek sahibini idrak eder. Muhtaçlara yardım elini uzatırken bundan manen zevk alır. Sevgili Peygamberimiz bu konuda; “Komşusu aç iken tok olarak yatan bizden değildir.” (Beyhakî, es-Sünenü’l-Kübrâ, X, 7) buyurarak gönlü merhametli müminin muhtaç kardeşini yalnız bırakamayacağına işaret etmiştir. Mali yardımda bulunmak, ilk bakışta zenginin servetini azaltıyor gibi görünse de zekât ve sadaka vermekle kulun malı eksilmez (Tirmizî, Zühd, 17). Zekât malın, servetin bereketlenmesine vesile olur. Hz. Peygamber’in buyurduğu gibi “veren elin, alan elden üstün olduğunu” (Buhârî, Zekât, 18) unutmamalıyız.

---

Kıbrıs Türk Federe Devleti kuruldu. (1975)

Editör: Mehmet Öztürk