“Ey Meryem! Rabbine ibadet et, secdeye kapan ve rükû edenlerle beraber rükû et!”

(Âl-i İmrân, 3/43)

Hz. Meryem, Yüce Allah tarafından seçilmiş ve bir erkekle birlikte olmadığı hâlde Hz. Îsâ’yı dünyaya getirmek üzere görevlendirilmişti. Bu, büyük bir şeref olduğu gibi bazı zorlukları da vardı. Hz. Meryem’in hem hamileliğin sıkıntılarına hem de insanların dedikodularına katlanması gerekecekti. Onun bir çocuk doğuracağını müjdelemek üzere yanına gelen melekler, ibadete sarılmasını ve ibadet eden diğer müminlere katılmasını öğütlediler. Ayette meleklerin bir sözü aktarılmaktadır.

Seçkin insanlar da dâhil olmak üzere bütün kulların vazifesi, Allah’a ibadet etmektir. İbadet, insanı sıkıntılarından kurtaran, onu huzura kavuşturan sakin bir liman gibidir. Nitekim secde kulun rabbine en yakın olduğu andır.

Rükû: Eğilmek, Allah’ın yüceliği karşısında eğilerek acziyetini ve tevazuunu ortaya koymak.

Râkiîn: Rükû yapanlar.