Osmaniye Müftülüğü "8 Mart Dünya Kadınlar Günü" münasebetiyle “Geçmişten Geleceğe Kadın ve Toplum” konulu bir konferans düzenledi.
Ahmet Şekip Ersoy Kültür Merkezi'nde düzenlenen konferansa Diyanet İşleri Başkanlığı Stratejik Planlama ve Yönetimi Geliştirme Daire Başkanı Hatice Kahyaoğlu konuşmacı olarak katıldı.
Kur’an-ı Kerim tilavetinin ardından İl Müftü Yardımcısı Berrin Erdoğan programın açış konuşmasını yaptı.
İl Müftü Yardımcısı Erdoğan şunları söyledi:
“İnsanın yeryüzü serüveni aynı özden yaratılan Hz. Âdem ve Hz. Havva ile başlamıştır. Yüce dinimiz İslam’a göre insan mükemmel bir varlıktır. Dolayısıyla kadın ve erkek arasında, yaratılış gayesi, varoluş değeri ve kulluk sorumluluğu açısından hiçbir fark yoktur. İslam nazarında kadın, erkekle birlikte ‘Oku!’ emrinin ilk muhatabı, el üstünde tutulması gereken bir emanet, güzel muameleyi hak eden bir eş ve ayakları altında cennet serilen bir annedir.”
Daha sonra kürsüye gelen Stratejik Planlama ve Yönetimi Geliştirme Daire Başkanı Hatice Kahyaoğlu ise şöyle konuştu:
“Hiçbirimizin bu dünyaya gelirken cinsiyetimizi seçme ve belirleme hakkı yoktur. Kadın ve erkek birbirini tamamlayan, örten iki yarım gibidir. Allah’ın Resulü (s.a.s.), kadını ve erkeği bölmüyor, birini yüceltip öbürünü görmezden gelmiyor aksine, onları bütünleştiriyor, kaynaştırıyor ve bir bütünün birer yarısı olarak ilân ediyordu. Tıpkı Rabbimizin eşleri tanımlarken ‘Onlar size örtüdürler, siz de onlara örtüsünüz.’ buyurduğu gibi!
Hz. Peygamber (s.a.s.) döneminde kadınlar toplumsal hayatın pek çok sahasında rahatlıkla yer alabiliyorlardı. Savaşlarda, ticarette, eğitim ve öğretimde, sağlık gibi hayatın her alanında hizmet ediyorlardı. Çözümün bir parçası olmaz isek sorunun bir parçası olmaktan kurtulamayız. Geçmişten ders alarak geleceği şekillendirmek bizim elimizdedir. İslam dini Rahman'ın kadın kullarının gerçek onurunu, her türlü kanuni ve mali ehliyetini koruyacak düzenlemeyi getirmiş, Hz. Peygamber de o günün zor toplumunda bunu uygulamış ve herkese örnek olmuştur. Kadın olduğumuz için değil Rahman'ın kulları olduğumuz için, eşref-i mahlûkat olduğumuz için değerliyiz.”
