Diyanet İşleri Başkanlığı Strateji Geliştirme Plan ve Programlar Daire Başkanlığı tarafından düzenlenen "2022-2023 Yılı Projeleri Değerlendirme Çalıştayı" Ankara'da başladı.

Başkanlık Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen çalıştayın açılışında konuşan Strateji Geliştirme Başkanı Mustafa Irmaklı, Diyanet İşleri Başkanlığının asıl gayesinin bu çağı hakikatle buluşturmak olduğunu söyledi.

Başkanlık projelerini güçlü kılan şeyin arkasındaki ideal ve gayeye vurgu yapan Irmaklı, "Bizim kanunumuz, mevzuatımız, yönetmeliğimiz yaptığımız işle ilgili bir çerçevemiz var ve hepimiz bunun farkındayız. Ama tüm bunların ötesinde Diyanet İşleri Başkanlığı olarak bizim görevimiz nedir diye düşündüğümde çok daha yalın bir dünya geliyor aklıma. O da şu ki biz bu toprakları, bu coğrafyayı, bu milleti, bu çağı kendi fıtratı ile kendi değerleriyle, vahyin rehberliği ile oluşturmaya çalışıyoruz. Kendi vicdanı ile tanıştırmaya çalışıyoruz, insan oluşuyla ayrıştırmaya çalışıyoruz. Biz bu çağı hakikatle buluşturmaya çalışıyoruz. Bu çağın çocukları, bu çağın gençleri, bu çağın aileleri ve bu çağın bütün fertleri insani, vicdani, ahlaki değerleri ile buluşsun. Dünyada güzel bir hayat yaşasın, ahirette kurtuluşa yetişsin diye çalışıyoruz. Temel gayemiz bu. Bu gayeyi kaybettiğinizde hiçbir şeyin anlamı kalmıyor." dedi.

- "Bir çağı istikamet ile tanıştırmak kolay bir şey değil"

Irmaklı, "Dünyanın en süper işini biz yapalım, en devasa projesini yapalım. Yeni bir masa kuralım. Gayeyi kaybettiğimizde nasıl olacak? Gaye ile iş bitiyor mu? Bitmiyor. Bunu nasıl yapacağız? Bu öyle gelişme bir şey değil. Bir çağı istikamet ile tanıştırmak kolay bir şey değil. Hele hele böyle bir zamanda, yani algıların, ilkelerin çok hızlı değiştiği, zamanın akışkanlığına yetişemediği, adeta bir hız çağında yaşadığımız onlarca, yüzlerce, binlerce teklifin her gün herkesin önünden geçtiği bir zamanda, biz bambaşka bir gaye ile yola çıkıyoruz. Efendim modernizm, liberalizm, kapitalizm, hümanizm, bir dünya, hayat tarzı, bir dünya şey var önümüzde. Biz bütün bunların içerisinden insanlığa sesleniyoruz. Kendinize gelin, özünüze dönün, fıtratınızla buluşun. Hayat bildiğiniz gibi değil. Biz size bambaşka bir şey teklif ediyoruz. Bu kolay bir şey değil. İşte bunun için ciddi şekilde planlı, programlı strateji ve yöntem içerisinde çalışmak lazım." ifadelerini kaydetti.

-  "Değişimin en önemli kavramlarından bir tanesi stratejidir"

Strateji, plan ve proje kavramları üzerine duran Irmaklı, "Şimdi strateji seküler bir kavram gibi geliyor bize. Plan ve proje yeni bir şeymiş gibi geliyor. Ama biz Hz. Peygamber'in Mekke'de 610 yılında bir cahiliye toplumunda İslam'ı anlatmaya başlamasıyla 20 yılda tarihin akışını değiştirdiği bir süreci anlatıyoruz. 630 yılında dünya değişiyor, dünyanın merkezi değişiyor, algısı değişiyor. Şimdi bu değişimi ve dönüşümü sağlayan etkenler, mücadele, fedakarlık falan bütün bunların içerisinde en önemli kavramlardan bir tanesi stratejidir. Bu gelişime bir şey değil. Efendimiz insanlara İslam'ı anlattı ve sonra devam etti. Değil. Devasa bir yöntem var. Ve bu yönteme yakından baktığımızda sosyoloji var, psikoloji var, jeostrateji var, sosyal psikoloji var. Adeta yeni bir dünya, yeni bir ahlak ve medeniyet inşası için gerekli olan her şey var. Allah Resulü'nün ifade ettiği ve şimdi bizim yapmaya çalıştığımız şey bunun aynısı. Yani çocuklar, gençler, aileler. Bu coğrafya bu çağın insani, ahlaki değerlerle tanışacak. Ama bu nasıl olacak? Bunun için özel çalışmalar, özel planlar, özel programlar gerekiyor. Ve tam da şu anda sizin yaptığınız, bizim büyütmeye çalıştığımız şey. Bu gelişme olacak bir şey değil. Yani önce bir hakikati tanıyacağız." diye konuştu.

- "Bu ideal dediğimizde geride kalmaya mahkumuz"

İnsanlara ulaşmada ve hakikatle buluşturmada yöntem vurgusu yapan Irmaklı, "Biz muhatap kitleyi tanımak zorundayız. Yani karşımızdaki bu çağın insanları o kadar farklı dünyaları, algıları var ki. Onları tanımadan konuşamayız, ulaşamayız. Onları tanıdıktan sonra biz bu insanlık için en büyük nimet olan İslam'ın değerlerini tanıdığımız bu muhataplara nasıl ulaştıracağız? Bu yöntemi de bulmak zorundayız. Hakikati bilmek, muhatabı bilmek ve yöntemi bilmek gibi üç tane olmazsa olmaz meselemiz vardır ve bu projeler o bir yıl boyunca yürüttüğümüz ve sizin Allah razı olsun rehberlik ettiğiniz projelere ben bu açıdan bakıyorum. Yani biz bu çağa nasıl en ideal şekilde değerlerimizi taşıyabiliriz? Siz bunu yaptınız. Yani plan, program, yöntem. Şimdi bunun müzakeresini yapacağız. İyi ile iktifa edemiyoruz. Daha iyisinin, daha iyisinin daha iyisi yani. Evet bu ideal dediğimizde geride kalmaya mahkumuz. Yani yaptığımız her güzel şeyin daha ilerisini düşünmek zorundayız. Bunun mücadelesini yapacağız. Bunu büyütmeye çalışacağız. Onu genişletmeye çalışacağız. Yani şu an Efendimiz 20- 25 yaşında bunu uyguluyorsa önümüzdeki sene bunu katlamalı. Ondan sonra daha fazla büyümeli. Nitelikten ödün vermeden büyümeli." dedi.

- "Çağa galip gelecek az sayıdaki nitelikli topluluk olmak zorundayız"

Strateji Başkanı Irmaklı, Kur’an-ı Kerimdeki Talut ve Calut kıssasına işaretle sözlerini şöyle tamamladı:

"Talut ve Calut'un kıssasına baktığımızda az topluluk kendisinden sayıca fazla güçlü ve kalabalık topluluğa galip gelmiştir, başarılı olmuştur. Şimdi buradaki asıl mesele şu. Bu topluluk gelişigüzel bir topluluk değil, nitelikli bir topluluk. İşte o az kalabalıklara, çağına galip gelecek az sayıdaki topluluğun özelliklerini bulmak zorundayız. Nedir onların özellikleri? Sayıları az ama planlı programlı. Bir gaye doğrultusunda. Efendim, bir proje ile çalışan insanlar. Aslında onların nitelikleri var. Sayıları az ama planlı, programlı, teşkilatlı ve nitelikli. Bütün bunların bizimle doğrudan alakalı olduğunu düşünüyorum. Bu vesileyle iki gün boyunca faydalı müzakereler yapacağız. Böylesi bir çalışmaya gönül verdiğiniz için çok teşekkür ediyorum."

2 gün sürecek olan çalıştayda 12 ilden 22 din görevlisi projelerini tanıtarak müzakerelerde bulunacak.

Editör: Ömer Ceylan