Hem peygamber hem hükümdar: Hz. Davud (a.s)
Kitâb-ı Mukaddes’te Dâvîd şeklinde geçen Dâvûd, İbrânîce’de “en çok sevilen kişi, göz bebeği” anlamına gelmektedir.
Kur’an-ı Kerim ve hadislerde Hz. Dâvûd’un çeşitli özellikleri belirtilmekle beraber gerek soy kütüğü gerekse hayat hikâyesiyle ilgili ayrıntılı bilgi yoktur. Bu konuda diğer İslâmî kaynaklarda yer alan bilgiler de İsrâiliyat türünden olup Ahd-i Atîk’teki mâlûmatla büyük ölçüde benzerlik göstermektedir.
Dâvûd’a (a.s.) kitap olarak Zebûr verilmiştir. Peygamberliğinin yanında şecaat sahibi, adetli ve merhametli bir hükümdardır. Yüce Allah ona hikmet vermiş ve saltanatını güçlendirmiştir. Kur’an-ı Kerim’de müttaki oluşu ve Yüce Allah’a duyduğu derin sevgi anlatılmaktadır.
Ayrıca Rabbimiz ona demiri işleyip zırh yapmayı öğretmiştir. Zırh yapıp giyen ilk kişi odur. Hz. Peygamber (s.a.s.) kişinin el emeğiyle kazanıp geçimini sağlaması konusunda Dâvûd’a (a.s.) övgüde bulunarak müminlere örnek şahsiyetini anlatmıştır. Onun namaza gösterdiği ilgiyi ve oruç sünnetini övmüştür. (Buhârî, Teheccüd, 7)
Hz. Dâvûd (a.s.) dağlar ve kuşlarla sabah akşam tesbihte bulunurdu. Gür ve çok güzel sesi vardı. O, otuz yaşında kral olmuş ve kırk yıl altı ay saltanat sürdükten sonra yetmiş bir yaşında vefat etmiş, Dâvûd şehrine (Kudüs) defnedilmiştir.
Next





