Elazığ Müftülüğünce “Mevlid-i Nebi Haftası” etkinlikleri kapsamında düzenlenen konferansa, İstanbul Medeniyet Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Emin Maşalı konuşmacı olarak katıldı.

İl Müftüsü Selami Aydın’ın açış konuşmasının ardından “Peygamberimiz ve Vefa Toplumu” konulu konferansını vermek üzere kürsüye davet edilen Prof. Dr. Mehmet Emin Maşalı, şunları kaydetti:

“Vefa deyince hepinizin aklında farklı manalar çağrıştırıyor olabilir. Mesela Türkçe’mizde vefa, daha ziyade kendisine yıllarca iyilikte bulunduğunuz insanlardan görülen nankörlüğün adıdır. Vefasız adam deriz, vefalı insan deriz. Vefalı insan dediğimizde; ‘benim kendisine bu ana kadar yaptığım şeylere verdiği karşılık, beklentim doğrultusunda oldu, bana nankörlükte bulunmadı’ anlamına gelir. Vefasız insan ise beklediğim hak şinaslığı kendisinden görmediğim kişi demektir. Ama vefa bizim Türkçe’mizde daha dar anlamda kullanıldığının çok ötesindedir. Dinimizin inanç, ibadet ve ahlak alanlarının tamamını, ahlaki alanı bütünüyle kuşatan bir değerdir.

Çağımızın ünlü müfessirlerinden İbn-i Aşur, vefayı şöyle tanımlıyor: ‘Bir insanın yerine getirmesi gereken hususları bütünüyle, hiçbir eksiklik olmadan, hiçbir noksanlık ve fazlalık taşımadan yerine getirilmesinin adıdır.’ Yani benim üzerimde kime karşı olduğu önemli değil üzerimde yerine getirmem gereken, eda etmem gereken ne kadar görev varsa, ne kadar ödev varsa, ne kadar sorumluluk varsa bunların tamamını eksiksiz bir biçimde, kime karşı sergilemem gerekiyorsa yerine getirmemin adıdır vefa. Bu tanım açısından baktığımız zaman bizim kiminle irtibatımız varsa, nereyle irtibatımız varsa hangi mercide hangi makamla irtibatımız varsa bizim dışımızda hangi türden canlı cansız ne kadar öteki varsa, başkası varsa, mahluk varsa hepsine karşı ödev ve sorumluluklarımızı eksiksiz bir şekilde yerine getirmenin adı vefa olmuş oluyor ki İbn-i Aşur’dan bu tanımı almamın sebebi, İbn-i Aşur bunu Kur’an-ı Kerim’de vefa kavramını izah ederken dillendiriyor. Gerçekten Kur’an-ı Kerim açısından baktığımız zaman vefayı bundan daha güzel tanımlayamayız.

İnşallah vefayı konuşarak, paylaşarak önce kendi hayatımızdan vefasızlık namına gerek Allah’la irtibatımız, Cenab-ı Hakk’a karşı kulluk vazifelerimiz noktasında gerekse bizim hayatımızı kuşatan yakınlarımızdan uzaktaki insanlara varana kadar bu kainatı beraber paylaştığımız, aynı havayı teneffüs ettiğimiz insanlara varana kadar hatta bunun da ötesinde sadece beşer temelinde değil bütün mevcudat temelinde cümle mahlukata karşı yerine getirmemiz gereken ödev ve sorumluluklar noktasında vefayı kuşanarak daha yaygın hale getirelim. Bu noktada başvuracağımız bir kaynağımız var; Efendimiz Muhammed Mustafa (s.a.s.). Vefayı bütün boyutlarıyla öğreneceğimiz bir kaynak. O kaynakla irtibatımızı bu vesile ile kuvvetlendirmiş olalım.”

Edibe Can Müftülük Sitesi Konferans Salonu’nda düzenlenen konferansa Elazığ Valisi Dr. Ömer Toraman, Cumhuriyet Başsavcısı Ömer Karişit, Fırat Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Veysel Özdemir, kurum amirleri, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, din görevlileri ve vatandaşlar katıldı.

Editör: Mehmet Çalışkan