İnsanlık tarihi boyunca inanç / kültür ve aidiyet konusunda semboller en etkili mesaj yollarından birisi olmuştur. Bu semboller toplumu besleyen temel dinamiklerdir.

Besmele

Besmele, ekmeğimizin bereketiydi;
İki dünyada azîz ümmet,
Muhammed ümmetiydi.

A.Nihat ASYA

Her insan ve toplum için semboller / şeâir vardır.

İnsanlık tarihi boyunca inanç / kültür ve aidiyet konusunda semboller en etkili mesaj yollarından birisi olmuştur. Bu semboller toplumu besleyen temel dinamiklerdir.

Semboller bizim evimizdir. Her insanın, her toplumun olduğu gibi her inanç sisteminin de ona kimliğini, kişiliğini veren sembolleri, alametleri vardır. Bunlara şeair diyoruz. Hatta bütün dinlerin ibadet formları, aslında aynı zamanda o dinlerin özgün kimliğini belirlediği için birer şeairidir.

Müslümanlıkta ezan bir şiardır. Selam bir şiardır. Namaz, bir şiardır. Müslümanlığa mahsus bir ibadet tarzıdır ve aynı zamanda bir semboldür. Ve bu şiarlardan birisi de Besmeledir.

Besmele öncelikle kur’an- kerimden bir ayettir. Neml suresi 30. ayette Hz.Süleyman ile ilgili şöyle buyrulmaktadır: “Mektup Süleyman’dan gelmekte, rahmân ve rahîm olan Allah’ın adıyla ­başlamaktadır; “. Hûd suresi 41. ayette Hz. Nuh (as), Haydi binin gemiye! Yüzerken de dururken de Bismillâh deyin. Şüphesiz ki Rabbim çok bağışlayan, çok merhamet edendir. diyerek müminleri kurtuluş gemisine çağırdığı haber verilmektedir.                                  

Peygamber efendimiz de şöyle buyurmaktadır : “Yüce Allah’ı anarak başlanmayan her anlamlı söz veya iş, bereketsizdir / sonuçsuzdur “ (İbn Hanbel, II, 360). Câbir radıyallahu anh, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken dinledim dedi: “Kişi evine girerken ve yemek yerken besmele çekerse, şeytan adamlarına, “Burada ne geceleyebilir ne de yemek yiyebilirsiniz” der. Eğer o kimse eve girerken besmele çekmezse, şeytan adamlarına, “Geceyi geçirecek bir yer buldunuz” der. O şahıs yemek yerken besmele çekmezse, şeytan kendi adamlarına, “Hem barınacak yer hem de yiyecek yemek buldunuz” der. ”  (Müslim, Eşribe 103. )

Besmeleden maksat, yüce Allah’ı hatırlamak ve O’nun ismini zikretmektir. Esasında ilk inen ayetlerde O’nun ismiyle / adıyla başlama / okuma vardır. Besmele, sahibini anmaktır. Besmele çeken Müslüman : “ kendi adıma veya başka bir varlık adına değil, sadece Allah Teala adına, O’nun rızasını kazanmak için başlıyorum “ demektedir. Besmele sahibine ilticadır. Doksan dokuz isminden ‘rahman ve rahim ‘ isimlerinin seçilmiş olması son derece anlamlıdır. Yani besmele çeken mümin, Allah’ın engin rahmet ve merhametini prensip edineceğini ilan etmiş olur. O’nun rahmet ve merhameti sayesinde hem dünya hem de ahiret mutluluğunu temenni eder.

Kendisinin her an O’nun yardımına muhtaç olduğunu itiraf eder. Ayrıca hayatına Allah’ın Rahman ve Rahim isimlerinin tecellisini ümit eder. Besmele, ölçüleri hatırlamaktır. İşin meşru olmasına dikkat etmektir. Helal olmayan bir iş besmele ile başlanmaz, yoksa kişi dinden çıkar,

Peygamber efendimizin hayatının her alanında besmele kullandığını / besmele ile başladığını kaynaklar bize öğretmektedir. Eve girerken ve çıkarken, mescide girdiği ve mescitten çıktığı zaman, abdest alacağı zaman, namaza başlamadan, bineğine binmeden, yemeğe başlamadan.  Savaşa giden ashabına “ Allah yolunda Allah’ın adı ( bismillah ) ile gazâ edin “buyururdu. Besmele bazen fazilet için, bazen de zorunluluk içindir. Hayvan kesiminden önce ve eğitilmiş av hayvanlarını ava gönderirken olduğu gibi.

Kültürümüz besmele ile yoğrulmuştur; Sofraya eller yemeğe besmele ile uzanır, gece onunla yatılır ve güne onunla başlanır, evden onunla çıkılır, eve onunla girilir, vasıtaya onunla binilir. Hayırlı ve anlamlı işlere onunla başlanılır. İbadetler onunla eda edilir. Duaya eller onunla kaldırılır. Bütün hatipler sözlerine, bütün yazarlar kitaplarına onunla başlar. Camilerin en müstesna yerlerini o süsler. Hat sanatlarında en şahesler yazılmıştır. Şiirde o vardır; Mevlidin yazarı Süleyman Çelebi der ki;

Allah adın zikredelim evvelâ / Vâcib oldur cümle işte her kula
Allah adın her kim ol evvel ana / Her işi âsan eder Allah ona
Allah adı olsa her işin önü  / Hergiz ebter olmaya ânın sonu
Her nefeste Allah adın de mûdâm / Allah adıyla olur her iş tamam

Ninniler

Her annenin hayatında çocuklarına okuduğu ninniler önemlidir.

Annenin çocuğu üzerindeki ilk ve esaslı tesirinin ifadesi olan bu ninnilerde genel olarak besmele ile başlama âdeti kadim tarihimizde mevcuttur. Çocuğu besmele ile büyütme gibi duyguların terennüm edildiği tarihimizde açıkça görülmektedir. Bize düşen bu güzel geleneği sürdürmek olsa gerek. (M. İsmet UZUN, ”Besmele” md. DİA) Bir örnek:

“Ninni der uyuturum / Besmeleyle büyütürüm
Ne yapalım böyle durum / Ninni yavrum ninni
Besmeleyle uyanır / 0 nurlara boyanır
Buna can mı dayanır/ Ninni yavrum ninni”.

Bed-i Besmele

Türk eğitim ve kültür tarihinde de besmelenin önemli bir yeri vardır. Halk arasında “besmele cemiyeti” adıyla anılan ve âmin alayının evde veya mektepte icra edilen kısmından ibaret olan “bed’-i besmele”, okuma yaşına gelmiş çocukların, yapılan bir merasim ve duadan sonra hocanın önünde ilk olarak besmele çekmesini, bir başka deyişle okumaya başlamasını ifade eder. Bed’-i besmele töreni mahalle halkı arasında maddî ve mânevî yakınlaşmayı sağladığı gibi zenginlerin birkaç fakir çocuğu daha okutmaya başlamasını temin edecek bir yardımlaşmaya da sebep oluyordu. Bunun yanında çocuklarda okuma, ana babalarda da okutma arzusunu arttırdığı, ilme ve ilim adamına saygı ve sevgiyi teşvik ettiği açıktır.

Bu tören, çocuk için bebeklik çağından kurtulup yeni bir statü kazanma mânasını ifade ettiğinden, ayrıca hayatın yeni bir devresine başlamanın tescili, bir nevi “adam olma” yolunda atılan ilk adım sayılıyordu ve pedagojik değeri yüksek bir gelenek olarak bilhassa erkek evlât sahiplerinin sünnet düğünü kadar önem verdikleri bir mürüvvetti. Bed’-i besmele töreninde çocuk baştan aşağı yeni elbiseler giymiş olarak davetlilerin karşısına çıkar ve hocasının önüne diz çöküp otururdu. Hoca çocuğa bir besmele çektirir, “Rabbi yessir” duasını tekrar ettirir ve elifbânın ilk harfi olan elifi gösterirdi; daha sonra da bir aşr-ı şerif okunurdu. Ardından hoca tarafından öğrenciye, Allah’tan zihin açıklığı ve başarılar niyaz edilen “Rabbi zidnî ilmen” duası yapılarak tören bitirilirdi.

Bed’-i besmele törenine bağlı olarak ortaya çıkan mektep ilâhileri arasında besmele ilâhileri geleneği oluşmuştur. Bir örnek ile yazımızı bitirelim: 

Yâ ilâhî başlayalım ism-i bismillâh ile/
Bu duâya el açalım ism-i bismillâh ile//
Sen kabûl eyle duâmız besmele hürmetine/
İlmini eyle müyesser yâ ilâhe’l-âlemîn