Zahmetsiz rahmet olmaz

Kızgın taşlara basa basa çıkıyordu Hz. Hatice, Nur Dağı’nı. Yakıcı güneşin altında bedeni yorgundu, aşılması gereken yol meşakkatle doluydu. Ama Hz. Hatice azimli ve vefalıydı. Resûlullah’ın iyi olduğunu görmek için katlanacağı bütün sıkıntılara talipti. Rabb’ine yakın olma gayesiyle var olan, değer kazanan insan, bu makama eriştirecek yolda yürümeye de talip olmalıydı. Ulaşılacak bir hedef, varılacak bir menzil varsa aşılması gereken bir yol olmalıydı zira... Yol, mihnetlerle kuşanmıştı ama “Elbette Rabb’im benimledir, bana bir çıkış yolu gösterecektir...” (Şuarâ, 26/62) inancından beslenen bir azim verilmişti kulun kalbine. Bu azimle sefere devam edenler için rahmetin ve nimetin habercisiydi yol. Yorulabilir, kırılabilir, tökezleyebilir ama yeni baştan kalkmalı ayağa. Resûlullah, ne güzel tasvir etmişti müminin bu durumunu: “Mümin taze ekin gibidir. Olgunlaşıncaya kadar rüzgâr onu eğip büker; bazen yere yatırır bazen de doğrultur (ama o kırılmaz)...” (Müslim, Sıfâtü’l- münâfikîn, 59)