Yahya Kemal’i okumak

Nesirsizlikten ve resimsizlikten yakındığı o meşhur yazısında Yahya Kemal, az yazdığımızdan, kötü yazdığımızdan, dahası yaşadığımızı yazmakta tembel davrandığımızdan yakınır ki haklıdır. Aynı şey sanırım son devirde okumak bağlamında da geçerlidir. Az okuyoruz, kötü okuyoruz, dahası okumakta tembel davranıyoruz; bütünlüklü ve derinlikli okuma cehdine girmekten uzağız. Bazı büyük yazarların/şairlerin birkaç metniyle bilinme gibi bir talihsizlikleri vardır. Yahya Kemal de bu talihsizliğe kurban giden yazarlarımızdan/şairlerimizden biridir. Süleymaniye’de Bayram Sabahı ve Sessiz Gemi dışında kitlelerin Yahya Kemal’den haberdar olduğunu söylemek ne yazık ki mümkün değildir. Alim Kahraman ve Beşir Ayvazoğlu dışında yakın zamanda Yahya Kemal üzerine eğilen, büyük şairi derinliğine okuyan ve yeniden sunan yazarımız maalesef yoktur. Hakkında yazılan yüzden fazla kitapta, yapılan sempozyumlarda sunulan bildirilerde şaire, yakındığımız klişe bakışın etkisi vardır.

---

Bestekâr İsmail Dede Efendi’nin vefatı (1846)