Trabzon Yomra ilçe müftülüğünün düzenlemiş olduğu, Yomra İlçesi Özdil Kur’an Kursu’nun açılış ve icazet merasiminde konuşan Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Osman Tıraşçı, “Gerek hafızların faziletiyle ilgili olsun, gerek Kur’an-ı Kerim'in faziletiyle ilgili olsun, gerekse Kur’an-ı Kerim ile meşgul olmanın faziletiyle ilgili olsun, pek çok rivayet, ayet-i kerime ve hadis-i şerif vardır.” dedi.

Özdil Mahallesi Merkez Camii’nde düzenlenen program Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı.

Programın açılış konuşmasını yapan Yomra Müftüsü Hayreddin Kılıçbay, açılışta Kur’an tilavetinde bulunan hafızın 1998 yılında bu kurstan mezun olan son hafız olduğunu, kurs yeniden inşa edilene kadar önce Özdil Belediyesi misafirhanesinde, daha sonra da Özdil Sağlık Ocağı Lojmanlarında zor şartlarda eğitim faaliyetlerine devam ettiğini söyledi.

Kılıçbay, Kur’an Kursu’nun bu aşamaya gelmesinde emeği geçen herkese teşekkür etti.

Programda bir konuşma yapan Trabzon Müftüsü Osman Aydın ise, bugünün Özdil Mahallesi için bir bayram günü olduğunu söyledi.

Yomra Kaymakamı Eyüp Özdemir’in selamlama konuşmasından sonra konuşan Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Osman Tıraşçı ise, “Kur’anı Kerim’i hıfz etmek ve onunla amel etmek bir insanın sahip olduğu en büyük bahtiyarlık ve nimettir. Dolayısıyla bizim hem dünya ve ahiret saadetini temin etmek hem de ibadetlerimizin bir kısmında kıraat etmek suretiyle ezberlemek durumunda olduğumuz bu yüce kitabımızla ilgili yapılacak her türlü çalışma, ortaya konulacak her türlü gayret, her zaman övülecek, methüsena da bulunulacak nimetlerden birisidir.” ifadelerini kullandı.

Tıraşçı hafızlık eğitimin zorlu ve sabır isteyen bir süreç olduğuna işaret ederek, “İşte bu yavrularımız iki buçuk yıllık bir süre içerisinde, bu Özdil Mahalle Kur’an kursumuzda emek sarf ederek 6000 küsur ayet-i kelimeyi tek tek ezberlemiş, 600 küsur sayfa Kur’an-ı Kerimi ezberleyip hıfzetmiş ve bugün sizin huzurunuzda biraz sonra okuyacakları süre-i celilerle icazet merasimleri yapılmış olacaktır.” dedi.

Kur’an-ı Kerim’in özellikleri ile ilgili, hak ve hakikati anlatmasıyla ilgili pek çok ayeti kerime olduğunun altını çizen Tıraşçı, “Bunlardan birkaç tanesini hatırlatmak burada uygun olacaktır. Yüce Rabbimiz Hicr Suresinde; “Kur’an-ı kesinlikle biz indirdik; elbette onu yine biz koruyacağız.” (Hicr 15/9)  şeklinde buyurarak Kur’an-ı Kerim-in asla unutturulamayacağı, bozulamayacağı, tahrif edilemeyeceği vaadinde bulunuyor. İşte bu vaadin gerçekleşmesindeki vasıtalardan bir tanesi bu yavrularımızdır, bu evlatlarımızdır. Bu sizin kendilerine maddi manevi katkıda bulunduğunuz ve bugünlere Kur’an-ı Kerim'i hıfz ederek gelen kardeşlerimizdir. Eğer Cenabı Hak bir konuda, taahhütte bulunmuşsa, o mutlaka olacak demektir.” ifadelerini kullandı.

Tarih boyunca, Kur’an-ı Kerim’e hayat hakkı tanımamak, onu unutturmak, onu ve onun hükümlerini hayata hakim kılmamak için çalışanlar olduğunu dile getiren Tıraşçı, “Hepimiz bunları okuduk, dinledik. Bugün de okuyoruz, gelecekte de okuyacağız. Neler yapılmamış. Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’in içinde bu ayet olmasına rağmen insanlarla buluşturmamak, insanların Kur’an’la buluşmasını önlemek için? Hepimiz bunları biliyoruz. Ama güç ve kudret sahibi olan kâinatın idaresi kendisinde olan yüce Rabbimiz buna hiç müsaade etmemiştir, bundan sonra da müsaade etmeyecektir. Kur’an-ı Kerim’in içerisinde bu ayet var olduğu sürece hiçbir dünyevi güç buna güç yetiremeyecektir.” dedi.

Kur’an-ı Kerim’in korunması için vesileler olması gerektiğini sözlerine ekleyen Başkan yardımcısı Tıraşçı konuşmasını, “Nedir bu vesile? İşte bu yavrularımız. Efendim zaten Cenabı Hak koruyacağını taahhüt ediyor. O zaman uğraşmamıza gerek yok diyebilir miyiz? Hayır. Tam tersine, Allah Teâla’nın bizim vasıtamızla böyle bir taahhüdü gerçekleştirmesi için daha fazla gayret sarf etmemiz lazım. Beş veriyorsak on vermemiz, yarış etmemiz lazım. Bir evladımızı oraya vermişsek adeta, ikinciyi üçüncüyü vermemiz için birbirimizle yarışır hale gelmemiz lazım. Niçin? O şerefe nail olmamız için. Ne mutlu bana ki Allah benim sayemde, benim vasıtamla, benim evladım vasıtasıyla bu taahhüdünü gerçekleştiriyor diye. Oradan hisse kapabilmek adına bizim yapmamız lazım, kendi başına bırakmayıp bu konuda daha fazla, tabiri caizse rol çalmamız, gayret sarf etmemiz lazım. Ne mutlu bize, bizim toplumuza ki dünyada Kur’an’a sahip çıkma, Kur’an-ı okuma, öğrenme, öğretme ve hıfz etme noktasında Müslüman Türk toplumu olarak en önde yer alan toplumlardanız, bunların başındayız.” şeklide sürdürdü.

Diğer Müslüman ülkelerinde hafızlık konusunda birtakım çalışmalar yaptığını ifade eden Tıraşçı, “Hafızlık müesseseleri kuruluyor. Hafızlar yetiştiriliyor. Ama bizim ülkemizde bütün zorluklara rağmen, geçmiş dönemlerde yaşanan, belki bugün çoğumuzun hatırlamak bile istemediği o dönemlere rağmen, bizim insanımız Kur’an’la ilgili çalışmaların hep öncüsü olmuştur, içinde olmuştur. Kendisi okuyamasa bile, kendisi öğrenememiş olsa bile okuyanlara, öğrenenlere, öğretenlere ve bu konuda hizmet veren kurum ve müesseselere hep destek olmuştur. Allah sizlerden ve sizin gibi bu müesseselere sahip çıkıp,  maddi manevi destek olan kardeşlerimizden ebeden razı olsun.” dedi.

Hafızlık konusunda üç ana unsurun önemli olduğuna dikkati çeken Diyanet İşleri Başkan yardımcısı Osman Tıraşçı, “Birincisi, hafızlık yapan öğrencidir. Öğrenci eğer gerçekten bu konuda kabiliyetli ise o çocukları bu noktada yüreklendirmek, teşvik etmek gerekir. Ama çocuğunuzun ezber kabiliyeti yoksa ben hafız annesi hafız babası olmak istiyorum diye çocuğu yapamayacağı yükün altına sokmak, kaş yapayım derken göz çıkarmak anlamına gelebilir. Bu konuda yavrularımız bir müddet denenir. Gerçekten başarılı olabilecek görüntü veriyorsa hocalarımız, tamam bu yavrumuz hafız olabilir hükmü veriyorsa, bu kanaate sahip olmuşlarsa, yola devam diyebilir. Ama öylede olsa, böylede olsa ben bu çocuğu hafız yapacağım diyerek kabiliyeti olmadığı, yeteneği bulunmadığı halde o konuda çok ısrarcı olmak hem çocuğa yazık etmek olur, hem hocalarına yazık etmek olur, hem de zaman kaybı olur. Başka daha iyi yapabileceği, yine dinine diyanetine sahip olabileceği yerde istihdam etmek, o tarafa teşvik etmek daha uygun olur. Bunları teşhis etmek kolaydır. Hocalarımızın bu konuda engin tecrübeleri vardır. Onlar bu tecrübelerine binaen, çocuğun hafızlık yapıp yapmayacağına kanaat getirebilirler ve bu konuda karar verebilirler.

İkinci unsur anne babadır. Anne babanın teşviki çok önemlidir. Ben bu konuda gayret sarf eden anne babalara teşekkür edilmesi gerektiğini söylüyorum. Çünkü bu konuda çocukları yüreklendirmek gerçekten bir sevda işidir. Kur’an’a sevdalı olanlar bunu yapabilirler. Bir de nasip işidir.  Bazı insanlar çok ister, çok gayret eder, ancak nasip olmayabilir. Onlardan birisi de maalesef benim. Yani yıllarca başkalarının çocuklarını hafız yaptık, hafızlıklarını tamamlattık. Kendi çocuklarımızla alakalı da birtakım girişimlerde bulunduk.  Ama nasip olmadı.

Üçüncü unsur da hocalarımızdır. Hocalarımız bu konuda çok sabırlıdır. Kendi çocuklarına tahammül edemedikleri, kendi çocuklarına gösteremedikleri sabrı başkalarının çocukları konusunda gösteriyorlar. Onları da bu nedenden dolayı tebrik ediyorum.” ifadelerini kullandı.

Konuşmasının son bölümünde hafızlara da tavsiyelerde bulunan Başkan Yardımcısı Tıraşçı  şöyle konuştu:

“Burada bu hafızlarımıza tavsiyem bu işi burada bırakmayın. Tahsilinizi devam ettirin. Yüksek tahsilinizi tamamlayın. Kur’an’ın hafızı olarak her hangi bir mesleği tercih edebilirsiniz. Ama özellikle bize müftü lazım, vaiz lazım. Bize hafız müftü, hafız vaiz lazım. Bizi tercih edin. Diyanet dışında başka alanlara gitseniz bile hafız mühendis, hafız mimar, hafız hukukçu olarak bir şey yaparken en azından zihnimizde bulunan Kur’an dur bakalım, haksızlıktır yapma diyerek onu engelleyecektir. Onun kötü iş yapmasına izin vermeyecektir.

Kurslarımızın ayakta durması ve çalışmalarını sürdürebilmesi için maddi manevi katkıda bulunan siz değerli kardeşlerime kentlisi, köylüsü, yerlisi yabancısı, küçüğü büyüğü, kadını erkeği, amiri memuru kim varsa hepsine şahsım ve teşkilatım adına teşekkür ediyorum. Katıldığınızdan dolayı hepinize saygılarımı sunuyorum.

Daha sonra hafızlığını tamamlayan altı öğrencinin Kur’an-ı Kerim tilavetlerinin ardından belge ve ödül töreni yapıldı. Yapılan dua ve kılınan öğle namazının ardından kurs açılış programına geçildi.

Buradaki programda da okunan Kur'an-ı Kerim ve yapılan konuşmaların ardından Kur'an Kursu'nun açılışı gerçekleştirildi. Yapılan İkramın ardından program sona erdi.

Editör: Mehmet Çalışkan