Haçlı Kontluğu döneminde 12. yüzyılda yapıldığı tahmin edilen, ardından yıkılan kilise, 1865'te Sultan Abdülaziz’in fermanıyla yeniden inşa edildi.

Ermeni cemaatinin 1920'de kentten ayrılmasının ardından işlevsiz kalan yapı, 1930'lu yıllarda bir süre cezaevi olarak kullanıldı.

Üzerindeki rüzgar gülü şeklindeki unsurlar nedeniyle halk arasında "Fırfırlı Kilise" olarak bilinen yapı, 1956'da camiye dönüştürüldü.

Bazilikal planlı mimarisi, kesme taş işçiliği, ince süslemeleri ve çan kulesiyle kentin kültürel mirasında önemli bir yere sahip olan cami, Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından 2018'de restore edildi.

Yüzyılların izlerini bir arada taşıyan yapı, bugün de sahip olduğu tarihi doku ile ziyaretçilerine kapılarını açıyor.
- "Dönemin taş işçiliğini yansıtan en üst düzeyde bir eserdir"
Şanlıurfa Vakıflar Bölge Müdürü Mehmet Ali Palalı, yapının uzun yıllar Ermeni cemaati tarafından kilise olarak kullanıldığını hatırlattı.

Caminin teknik ve bilimsel olarak o dönemin taş işçiliğini yansıtan en üst düzey eser olduğunu dile getiren Palalı, şunları kaydetti:
"Fırfırlı ismi 1900 yılı başlarında üzerinde bulunan bir rüzgar gülünden dolayı eserin adı Fırfırlı Camisi olarak adlandırılmaktadır. Çok eski Urfa resimlerinde 1900'lü yılların başındaki kartpostallarda da bu camimizin kilise olduğu döneme ait resimler bulunmaktadır. Ermeni vatandaşlarımızın 1920 yılında Şanlıurfa ilinden ayrılmasından sonra bir süre cezaevi olarak kullanılan bu yapı, görkemli bir camiye dönüştürülmüştür. Camimiz teknik ve bilim olarak o dönemin taş işçiliğini yansıtan en üst düzeyde bir eserdir."

- Depremlerde hasar almadı
Palalı, 2018'deki restorasyonun yapıya önemli bir dayanıklılık kazandırdığını ve caminin Kahramanmaraş merkezli depremlerden zarar görmediğini belitti.

Caminin kentin önemli miraslarından olduğunu dile getiren Palalı, "İhtişamından hiçbir şey kaybetmemiş bir yapıdır. Eseri bugüne taşıyan ustaları minnetle anıyoruz. Fırfırlı Cami, Şanlıurfa'nın kültür ve inanç turizmi açısından önemli bir değeri. Tüm vatandaşlarımızı burayı ziyaret etmeye davet ediyoruz." dedi.

Cami İmam Hatibi Yusuf Doni de böyle tarihi bir yapıda görev yapmanın kendisi için büyük bir gurur olduğunu söyledi.
Sahabe Hz. İyad Bin Ganem'in caminin bulunduğu bölgeyi ziyaret ettiğini, camiye de bu nedenle bu ismin verildiğini anlatan Doni, "Sahabelerin izlerini taşıyan, vakıf eseri niteliğindeki bu camide namaz kılmak, dua etmek ve ziyaret etmek gerçekten çok kıymetli." diye konuştu.
Next





