Restorasyon aşamalarını incelemek üzere kente gelen Binan, AA muhabirine Selimiye Camii'nin, Osmanlı'nın gücünü ve sanatsal seviyedeki üstünlüğünü yansıtan çok önemli bir yapı olduğunu söyledi.

Caminin, bütün insanlığın mirası haline geldiğini belirten Binan, "Sadece bir sanat eseri değil. Sanat eseri olmanın ötesinde içinden çıkıp günümüze geldiği o dönemin bütün yaşantısının, kültürünün, mimari teknolojisinin, yapı teknolojisinin hepsinin belgesi bu yapıda. Bütün bunların dışında bu yapı bize bir hikaye anlatıyor. Sadece sanat eseri olmanın ötesinde çok önemli bir dönem hikayesi anlatıyor. Dolayısıyla bunu o yapıya her bakışta herkesin çok iyi anlaması gerek." dedi.

AA-20230705-31595841-31595839-SELIMIYE_CAMISININ_RESTORASYONUNDA_DONEMIN_INSAAT_TEKNOLOJISINE_AIT_YENI_BILGILERE_ULASILDI

"Yeni bilgilere ulaştık"

Binan, restorasyon sırasında dönemin inşaat teknolojisiyle ilgili daha önce bilinmeyen bilgilere ulaştıklarını, bu bilgilerin, hem mimarlık tarihi açısından hem tarihsel açıdan hem de yapı teknolojisi tarihi açısından önemli olduğunu dile getirerek, şöyle devam etti:
"Bu restorasyonun, sadece bu yapıyı bir cami olarak koruyup, restore edip, insanların kullanımına açmanın ötesinde bize tarihin uzak noktalarından çok önemli mesajları verdiğini görüyoruz. Dolayısıyla bir restorasyon hiçbir zaman için sadece bir işlevi yerine getirmek için yapılmıyor. Aynı zamanda o yapının, mimari yapıtın zaman ötesinden günümüze gelen değerlerini ortaya çıkarıp insanlara anlatmak için yapılıyor."

"Dört yüz yıllık bir geçmişi görebiliyorsunuz."

Binan, yapının iç yüzeyindeki raspalarda katman katman daha önceki dönemlere ait bezemelerin izleriyle karşılaştıklarını belirtti.

Selimiye'de onlarca restorasyon ve onarım yapıldığına işaret eden Binan, şunları kaydetti:

"Bu tamiratlar sırasında yapılan uygulamaların izleri de ortaya çıkıyor. Ve katman katman geriye doğru yapının üzerinde mesela bir kalem işinin, bir hattın 16. yüzyıla doğru geri gittikçe nasıl farklılaşarak, o katmanlarla karşımıza çıktığını görüyoruz. Dolayısıyla otuz santime otuz santimlik bir karenin içinde siz, birden bire, eğer görebilirseniz dört yüz yıllık bir geçmişi görebiliyorsunuz.

Dolayısıyla bu çok önemli. Ayrıca yapı kitlesi açısından bakarsanız bu yapıların döneminin mimarisiyle ilgili genel algı, bütününün aynı anda yapılıp bitirildiğine dair. Yani sanki günümüzün bir yapısı gibi. Halbuki yapım sürecine ilişkin yeni bilgiler yavaş yavaş gelmeye başladı. Önce mesela yapının kapalı kısmı ve ana kitle yapılıyor. Daha sonra getirilip avlu ona takılıyor. Tabii bunların hepsi aynı sürecin içinde, devamında yapıldığı için biz aynı anda yapılmış gibi görüyoruz. Ama yapım süreci açısından hele biz koruma ve restorasyon uzmanı mimarlar açısından baktığımız zaman bu küçük nüanslar, küçük farklılıklar aslında çok önemli."

"Genel bir mimari üsluptan bahsediyor gibiyiz"

Binan, yapıda kullanılan malzemeye ilişkin araştırmalar da yapıldığını belirtti.

Başka birtakım yapılardan örnek alarak caminin bazı noktalarında demir gergilerin, bağlantıların kullanılmış olması gerektiğini düşündüklerini ancak bu gergileri bulamadıklarını ifade eden Binan, "Bu yapının bir hatası değil ya da 'Mimar Sinan'ın bir hatası' diye söylemiyorum bunu. Bu bize bu yapıların kendi içine bazı farklılıklarının da olabileceğini gösterdi. Yani çok genel bir mimari üsluptan bahsediyor gibiyiz, 16. yüzyıl klasik dönemden bahsettiğimizde. Ama her bir yapıda o üslubun küçük farklılıklarla uygulandığını da bilmemiz gerekiyor. Yerel tekniklerin, yerel kararların burada önemi büyük. Bu başyapıt da onlardan bir tanesi." diye konuştu.

"Sonsuza kadar geleceği aktarmayı hedefliyoruz"

Binan, Selimiye Camii'nin, döneminin gücünü, yapım teknolojisinin gelişmişliğini gösteren örneklerden bir tanesi olduğunu dile getirdi.

Asırlara dayanan caminin bir takım noktalarında, bazı malzemelerin ömürlerinin sonlarına doğru geldiğini ve o malzemelere müdahale edildiğini belirten Binan, şu bilgileri verdi:

"Ya malzemeyi korumaya çalışıyoruz ya da çok gerekli olursa aynı malzeme ve teknikle yeniden yapıyoruz. Fakat tabii bunun miktarını arttırdığınız zaman bu sefer yapının yavaş yavaş yeniden yapılan her bir noktası özgünlüğünü kaybetmeye başlıyor. Dolayısıyla bunu maksimum düzeyde korumaya çalışıyoruz. Ne kadar geleceğe taşındı derseniz, sonsuza kadar derim ben. Çünkü böyle bir yapı söz konusu olduğu zaman toplumlar her zaman için bu yapıların üzerine titrerler. Türkiye de öyle yapıyor ve bu yapının üzerine titriyor. Bu yapının on sene sonra Allah muhafaza bir yerine bir şey olsa hemen bir müdahale daha yapılacak, yirmi sene sonra bir şey olsa bir müdahale daha yapılacak. Onun için ne kadar geleceğe aktarıldı derseniz sonsuza kadar geleceği aktarmayı hedefliyoruz biz bu yapıyı."

Kaynak: AA