Kutsal beldelere yolculuk: Hac

İslam’ın beş temel esasından olan hac, zamanı ve mekânı belli olan bir ibadettir. Müslüman’ın, Hz. Peygamber’in (sas) yaptığı gibi yaparak başta Kâbe olmak üzere Arafat, Müzdelife ve Mina’yı ziyaret etmesi ve belirlenmiş olan dinî görevleri yerine getirmesidir. Bu görevleri yerine getiren kimseye “hacı” denir. “Gitmeye gücü yetenin o evi ziyaret etmesi, Allah’ın insanlar üzerinde bir hakkıdır. Kim inkâr ederse bilmelidir ki Allah hiçbir şeye muhtaç değildir.” (Âl-i İmran, 3/97) ayeti ile farz kılınan hac, gücü yetenlerin yerine getirmesi gereken önemli bir görevdir. Hac, bir yerden başka bir yere fiziki bir yolculuk olduğu kadar insanın özüne ve yaratıcısına yaptığı manevi bir yolculuktur. Bu yolculuk, bireysel ve toplumsal, dünyevi ve uhrevi birçok faydayı barındırmaktadır. Bu ibadet insana takvayı, sabrı, şükrü, sorumluluğu, fedakârlığı ve cömertliği öğretir. Tüm bu faydalarıyla birlikte hac ibadetinde esas olan Allah’ın emrine itaat ve O’na yakınlıktır.

---

"Uluslararası Hicri Takvim Birliği Kongresi yapıldı. (2016)
Dünya Kıble günü (Güneş, Türkiye saati ile 12.18’de tam olarak Kâbe-i Şerîf üzerinde bulunur.)"