İnfak: hemen, şimdi!

“İnsan aldıkça değil verdikçe mutlu olur.” Günümüzde mutluluk üzerine yapılan araştırmalar bu kadim bilgiyi doğrulamaktadır. İnsan bir yandan nefsinin mal biriktirme arzusu, diğer yandan ruhu ve vicdanının paylaştıkça çoğalma çağrısı arasında gelgitler yaşar. Hatta vermek için zenginleşmeyi ya da hayat gailesinin bitmesini bekler. Oysaki insanı olgunlaştıran, henüz zengin değilken ve geçim kaygısı çekiyorken paylaşmaktır. Az iken infakın zevkine varamayan, malı çoğaldığında da vermeye kıyamayacaktır. Ne var ki ecel kapıyı çaldığında çok geç olabilir. Temenni edilen sadaka ve hayırlar boş bir hayal olarak kalabilir. Hz. Peygamber “Asıl sadaka, sağlıklı iken ve fakirlik endişesi ve zengin olma hırsı ile hareket ederken verdiğindir. Bu işi can boğaza geldiği âna kadar erteleme!” (Buhârî, Vesâyâ, 7) buyruğuyla infakın hemen ve şimdi yapılması gerektiğini hatırlatır. Fakir sahabilerin hamallık yaparak elde ettiği kazançla sadaka vermesi (Buhârî, Zekât, 10), bizler için ne güzel örnektir!

---

Bir Ayet: “...Rabbimiz! Bizi sabırla donat, bize sebat ver ve inkârcı topluluğa karşı bize yardım et...” (Bakara, 2/250)

Editör: Mehmet Öztürk