Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, " Diyanet İşleri Başkanlığı 2022 Yılı Hac Organizasyonu" kapsamında kutsal topraklarda görev yapan gazetecilerle bayramlaşma programında bir ara geldi.

Diyanet İşleri Başkanlığı Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliğince organize edilen programda tek tek söz alan basın mensupları, kutsal yolculuğa dair duygu ve düşüncelerini anlattı.

Ev sahipliği dolayısıyla Diyanet İşleri Başkanlığına teşekkür eden TRT Haber Muhabiri Aynur Bayram, "Hem manevi olarak güzellikler yaşadık hem de işimizi kolaylıkla yapabilme imkanı bulduk." ifadelerine yer verdi.

Daha önce umreye geldiğini belirten Yenişafak gazetesi temsilcisi Ayşe Olgun, "Her ne kadar daha önce hacla ilgili haberler yapsak da buraya gelip haccın ne olduğunu görmek, aşamalarının ne olduğunu görmek, onu manevi olarak da hissetmek gerçekten çok güzel bir duyguydu. Benim için haccın aşamalarından en çok etkilendiğim de Arafat oldu. Arafat'ta yapılan dua benim için çok kıymetliydi, onu hiç unutmayacağım." dedi.

Diyanet TV'den Hediye yalçın ise "Her gördüğümüz güzelliği hem kendi yakınlarımız hem de Diyanet TV izleyicilerimiz için onlar da görsün, onlar da yaşasın diye umut ederek bir şeyler yapmaya çalıştık. Arafat duası, Arafat duası sonrası çok çok güzeldi. Rabbim gelmek isteyen herkese nasip eylesin." duasında bulundu.

"Namaz kılarken Kabe'ye bakmak ayrı bir mutlulukmuş"

En çok namaz kılarken Kabe'ye bakıyor olmanın kendisini mutlu ettiğini aktaran Anadolu Ajansı Muhabiri Enes Kaplan, "Çok fazla yurt dışı göreve gittik, yurt içi göreve gittik. Ama burası bir dediğimizin iki edilmediği nadir yerlerden birisi oldu. Bu vesileyle tüm basın ekibine teşekkür ediyorum. Buradaki en etkilendiğim olay da şuydu; Kabe'de namaz kılıyorum. Tabi biz yere bakarak kılıyoruz. Öyle alışmışız çünkü. Birisi bana 'Artık yere bakmana gerek yok' dedi. Hemen kafamı kaldırdım. O ayrı bir mutlulukmuş. Nasıl bir heyecan, anlatamam. Çok duygulu anlar yaşadık. Kabe'yi ilk gördüğümde ve Diyanet İşleri Başkanımızın Arafat duasında çok ağladım." diye konuştu.

"Kabe'de çocuk gibi oluyorum"

1980 yılında vefat eden dedesinin hac ibadeti için kutsal topraklara geldiğinde; "Rabbim soyumuzun ayağını kıyamete kadar buradan eksik etmesin" diye dua ettiğini aktaran Hasan Öztürk (Ülke TV), sözlerini şöyle sürdürdü:

"2018 yılında eşimle birlikte geldiğimde eşim bana; 'Seni ben Kabe'de tanıyamıyorum. Çocuk gibi oluyorsun, yaşlı gibi oluyorsun, yükün ağırlaşmış hissediyorum, gencecik oluyorsun, koşturuyorsun' demişti. Ben Kabe'de Hacerü'l-esved'i selamlarken on yaşındaki bir çocuk gibi oluyorum. Günahlarım aklıma gelince çöküyorum, belim bükülüyor. Sonra Allah'ın affedeceğini umuyorum, çünkü O'nun emrine uyarak, iman ettiğimiz için, Hz. Peygamber'in sünneti olduğu için yola çıktık diye ve sen bizi kabul ettin diye dua ederken gençleşiyorum ve koşuyorum. Dolayısıyla Kabe gerçekten insanı halden hale sokan bir yer. Arafat Vakfe duası ki Diyanet İşleri Başkanımıza teşekkür ediyorum. Allah'ın isimleri üzerinden bir dua yaptınız ve biz ayakta durup amin derken yine halden hale girdim."

"Burada yapılan hizmetin büyüklüğünü daha iyi anladık"

İlyas Kılıçaslan (New TR), "Yaptığımız en değerli, en bereketli işlerden biri. Çünkü gerçekten güzel bir maksada hizmet ediyoruz. Etkilendiğim ve en değerli bulduğum an ise şu oldu; Normalde namaza niyet ederken yönüm kıbleye, kıblem Kabe'ye deriz ve o sırada gözümüzü kapatıp Kabe'yi hayal etmeye çalışırız. Burada o yok, doğrudan karşınızda Kabe. Bu durum çok hoştu benim için. Bir de burada yapılan hizmetin büyüklüğünü insan burada olunca daha iyi anlıyor. Diyanet İşleri Başkanlığı olarak gerçekten tüm hacılar için çok büyük hizmet yapıyorsunuz. Hac meşakkattir denilir, aslında hac organizasyonu da büyük bir meşakkat." değerlendirmesinde bulundu.

Erzurum kafilesi ile birlikte Erzurum'dan yola çıktıklarını ve kafilenin havaalanından uğurlanması, uçağa binmesi, uçaktaki heyecanı, Cidde Havaalanı'na inişi, oradan Mekke'ye intikali ve otele yerleşmesine kadar her adımlarına şahitlik ettiklerini ifade eden Diyanet Haber Genel Koordinatörü Adil Elzerey, şunları kaydetti:

"İhramlıyken ihram yasaklarına dikkat ettiğim gibi artık ömrüm boyunca hayatıma dikkat edeceğim"

"Hacı adayları ile birlikte hac heyecanını Türkiye'deki yakınlarına, vatandaşlarımıza ve Başkanlığımızın en ücra noktalara kadar yürüttüğü hizmetleri sunmaya çalıştık. Şuana kadar 70'in üzerinde haber yaptık. Arafat öncesi ve sonrası iki ayrı çekim yaptık. Bir hacı adayı, sanki affolunduğumuzun müjdesini bize o röportajda verdi. 'Rabbim bizi affedecek' dedi. Arafat'tan döndüğümüzde diğer hacılarımızla röportaj yaparken bir hacımız, 'İhramlıyken ihram yasaklarına dikkat ettiğim gibi artık ömrüm boyunca hayatıma dikkat edeceğim' dedi. Ben bu cümleden çok etkilendim."

Türkiye gazetesini temsilen hac organizasyonunda yer alan Burak Varlık, sunulan tüm hizmetlerden dolayı teşekkür ederek şu ifadelere yer verdi:

"Buraya kendimce çok iyi hazırlanmaya çalıştım. Üç hafta boyunca farzlar, vacipler, sünnetler neler yapılması gerekiyor hac ibadetinin yerine getirilmesi için. Çok çalıştım bunlara. Arafat'taki duanız çok güzeldi. Çok duygulandık, çok teşekkür ederiz. İkincisi organizasyon için çok teşekkür ederiz. Biz gazeteciyiz. Her ne kadar haberleştirmesek de diğer ülkelerin hacı adaylarının hangi şartlarda hac yaptıklarına şahit olduk. Türk hacılarının ne kadar ayrıcalıklı bir konumda hac yaptıklarına da şahit olduk. Onların adına da ben sizlere tekrar teşekkür ediyorum."

Kutsal topraklara ilk defa geldiğini ifade eden Muhammed Uzun (Sabah gazetesi), "Ömrümün en güzel zamanları burada geçti. Emeği geçen, vesile olan herkesten Allah razı olsun." ifadelerine yer verdi.

TRT Kurdi kanalını temsilen hac organizasyonunu takip eden Nesim Güren ise basın grubuna son anda dahil olduğunu belirterek, "İki ay önce annemle telefonda konuşurken annem bana 'Rüyamda köyde senin yattığın odanın penceresinin önünde bir cami gördüm. Sen sürekli caminin etrafında dönüyordun' demişti. Bir gece yarısı yöneticimizden gelen telefonla son anda gruba dahil oldum. İstanbul'dan uçağa binip Cidde'ye doğru gelirken annemin söyledikleri uçakta aklıma geldi. Tabi böyle bir şey yaşadığım için çok etkilendim." şeklinde konuştu.

"Hac gökteki yıldızlar kadar anlamlı ve buradan herkesin anladığı farklı"

Anadolu Ajansı Foto Muhabiri İslam Yakut ise duygularını şu sözlerle dile getirdi:

"Hac gökteki yıldızlar kadar anlamı olan bir yer. Allah-u Teala herkese farklı bir anlayış vermiş. Herkes haccı farklı anlıyor ve herkesin anladığı da doğru. Ben bu dünyada çile çeken tek insanın Peygamber Efendimiz olduğuna inanıyorum. Onun dışında hiç kimsenin çile çektiğini düşünmüyorum. Çünkü Mekke'yi gördüm. Burası kayalardan ve taşlardan oluşan bir şehir. Burada Peygamber Efendimiz Hira'da, Arafat'ta çok çile çekmiş. Hissettim bunu. Allah-u Teala ömür verdikçe yolundan ayrılmamayı bana nasip etmesi için dua ettim. İnşallah benden sonra evlatlarım da burayı görür."

Editör: Mehmet Çalışkan