Gösteriş merakı: Riya

Beğenilmek, takdir edilmek, övülmek, parmakla gösterilen, görünen, bilinen olmak… İnsan olarak hepimizin kalbinin bir köşesinde bu duygular az ya da çok vardır. Allah Resûlü “Kim duyulsun diye iyilik yaparsa, Allah (onun bu niyetini herkese) duyurur. Kim gösteriş için iyilik yaparsa, Allah da (onun bu riyakârlığını herkese) gösterir.” (Müslim, Zühd, 48) buyurur. İnsanın içini sinsice kemiren riya hastalığına karşı ikaz eder hepimizi. Başkalarını kandırdığını zannederek kimse kendini kandırmasın ister. Zira er ya da geç, riyakârın gerçek niyeti, kalplerde olanı hakkıyla bilen Yüce Allah (Teğabün, 64/4) tarafından ortaya çıkarılacaktır. Riya yaparak kimi kandırıyoruz aslında? Bu soru üzerinde çokça düşünmeliyiz. Ve kalbi sinsice ele geçiren bu illetten korunmak için Sevgili Peygamberimizin şu duasıyla Rabbimize sığınmalıyız: “Allah’ım fakirlikten, küfürden, şirkten, nifaktan ve görsün duysunlar diye yapılan amelden sana sığınırım.” (İbn Hibban, Sahih, III, 300) (Hale Şahin, “Riya: Kimi Kandırıyoruz?”, Hikmetin 40 Kapısı, s. 53-56)

---

Kıyamet günü en şiddetli azap görecek kimseler, dünyada insanlara en çok işkence edenlerdir. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 24, 48)