Haccın iki rüknundan (Farzı) biri olan ziyaret tavafı, Arafat Vakfesi'nin ardından yapılıyor.

Bayramın ilk üç günü içinde yapılması farz olan Ziyaret Tavafı'nın ardından hacılar, son olarak yapacakları Veda Tavafı'yla Hac ibadetini tamamlayacak.

Ziyaret Tavafı Nedir?

Ziyaret Tavafı Ziyaret veya diğer adıyla ifâza tavafı, haccın rüknüdür.

“Ve Beyt-i Atîk’i (Kâ’be’yi) tavaf etsinler” 119 ayetinde kast edilenin, bu tavaf olduğu hususunda din bilginleri arasında görüş birliği vardır. Ayette geçen “Tavaf etsinler” emri genel bir ifade olduğu için, Mekkeli olan ve olmayan her hacı adayının mutlaka bu tavafı yapması gerekir.

Ziyaret Tavafının Geçerli Olmasının Şartları:

1. Arafat vakfesinin yapılmış olması,

2. Belirli vaktinde yapılması.

Ziyaret Tavafının Vakti Kurban bayramının ilk günü fecr-i sadığın doğması ile başlar. Daha önce yapılması halinde geçerli olmaz. Çünkü bayramın ilk gecesi fecrin doğuşuna kadar olan zaman, aslında Arafat vakfesine tahsis edilmiştir. Bir rükne tahsis edilen zaman içinde başka bir rüknü yerine getirmek caiz olmaz.

Şafiî ve Hanbelî mezheplerine göre zilhicce ayının dokuzunu onuna bağlayan gecenin yarısından itibaren yapılabilir. Bu görüşün sahipleri şu rivayetleri delil almışlardır:

Hz. Aişe’den rivayet edilmiştir: “Peygamber (s.a.v) Kurban bayramının ilk gecesinde eşi Ümmü Seleme’yi (önceden) gönderdi. O da fecr-i sadıktan önce şeytanı taşladı, sonra da gidip ziyaret tavafını yaptı.”

Ebu Yusuf ve İmam Muhammed ile Şâfiî, Mâlikî ve Hanbelî mezheplerine göre ziyaret tavafının bayramın ilk üç günü içinde yapılması sünnettir. Ömrün sonuna kadar her hangi bir vakitte de yapılabilir. Ancak mazeretsiz olarak üçüncü günden sonraya bırakılması mekruhtur. Bu görüşte olanlar, şu hadis-i şerîf’i delil almışlardır:

Abdullah b.Abbas (r.a) tan rivayet edilmiştir: Sahabeden biri Hz. Peygamber’e;

Şeytan taşlamadan ziyaret tavafını yaptım, (olur mu?” diye sordu.
Hz. Peygamber (a.s), “Zararı yok, (olur)” cevabını verdi.

Bir başka sahâbî,

-  Kurban kesmeden tıraş oldum, (olur mu)” diye sordu. Hz. Peygamber (a.s.),

- Zararı yok, (olur)” buyurdu.

Bir başka sahâbî,

Şeytan taşlamadan kurban kestim (olur mu) diye sordu.
Hz. Peygamber (a.s.),

Zararı yok (olur) buyurdu”.

Bu rivayette de görüldüğü gibi hac amellerinin birbirinden önceye alınmasından veya sonraya bırakılmasından dolayı her hangi bir ihlal söz konusu olmamakta ve ceza terettüp etmemektedir. Kaldı ki ziyaret tavafının son vaktini belirleyen bir delil de mevcut değildir. Ebu Hanife’ye göre farz tavafın, bayramın ilk üç gününde yapılması vaciptir. Bu günlerde yapılamayan farz tavaf daha sonra yapılabilir, ancak vacip terk edildiği için dem gerekir.
 

Editör: Mehmet Çalışkan