Dr. Aysun CUMHUR
Yalova Müftülüğü Kur’an Kursu Öğreticisi

Hasta, sağlık hizmetlerinden faydalanma ihtiyacı bulunan kimse olarak tanımlanmaktadır. Hastalık, bireyin gündelik hayattaki rolleri ve bunlara bağlı olarak gelişen sorumluluklarını yeterince sürdürmesinde zorluklar oluşturur.  

Sağlığıyla ilgili çeşitli zorluklar ve endişeler yaşayan bireylerin tıbbi ihtiyaçlarının yanı sıra psikolojik, sosyal, manevi ihtiyaçlarının iyi tespit edilmesi, onların bu konularda desteklenerek iyilik hâllerine katkı sağlayabilmenin ilk adımıdır.  
Ülkemizde manevi danışmanlık hizmetlerinin en önemli uygulama alanlarından biri olan hastanelerde manevi danışmanlık uygulamaları, 7 Ocak 2015 tarihinde imzalanan protokol sonrası gelişen süreçle başlatılmıştır. O tarihten bu yana ülke geneline yayılarak devam eden uygulamanın muhataplarını hasta, hasta yakını ve hastane personeli grupları oluşturmaktadır.  

Hasta psikolojisi söz konusu olduğunda aslında sadece hastalık süreciyle sınırlı olan bir süreçten bahsedilememektedir. Yine hasta psikolojisi denildiğinde sadece hastanın değil bu süreçte hastaya bakım verme sorumluluğu bulunan, hastanın fiziksel ve ruhsal sağlık durumuyla ilgili endişeler yüklenen, bu dönemde tedavi süreciyle ilgili kararlar alma gibi sorumlulukları olan, hastanın yanında olma sorumluluğuyla belirli ya da belirli olmayan bir süre hastayla birlikte sosyal hayattan uzak kalabilecek olma durumlarının oluşturduğu zorlukları yaşaması nedeniyle hasta yakınının da psikolojisi değerlendirilmelidir.  

Hastanın hastalık öncesi yönelimleri, kişilik özellikleri, sahip olduğu bilişsel arka plan, hastalığın ortaya çıkış şekli, hayati risk içerip içermemesi, toplumun hastalığı değerlendirme biçimi, hastanın hastalığı karşılama şeklini ve hastalığa yönelik geliştirdiği tepkileri şekillendirmektedir. Bir de yaşanmakta olan hastalığın oluşturduğu gerginlik, sinirlilik, tahammülsüzlük, nefes alma güçlüğü gibi çeşitli etkiler de hastanın psikolojik durumu üzerinde etkili olmaktadır. Bireylerin hastalık döneminde sergiledikleri psikolojik özellikleri bilmek ve anlamak, hastanın ilgi ve ihtiyaçlarının farkına varmayı sağlayarak ihtiyaçları doğrultusunda desteklenmesine imkân vermektedir.  

Sağlığı bozulan birey pek çok açıdan hayatı sorgulamaya başladığı bir sürecin içinde duygusal bir gerginlik yaşamakta, hastalığa öncelikle duygusal tepkiler vermektedir. Hastalığın yaşandığı ilk süreçte öfke, kaygı, üzüntü, kişisel kontrol duygusunu kaybetme hissi, hayal kırıklığı, şaşkınlık sıklıkla karşılaşılan duygulardır. Birey bu duyguları ağlayarak, bağırarak ya da herhangi bir tepki vermeden apatik (duygusuz) gösterebilir. Duygusal tepkilere ek olarak birey, hastalık sürecinde zihinsel tepkiler de sergileyebilir. Hastalık süreci bireyin yaşamdaki rollerinin belirli bir süreyle ya da kalıcı olarak değiştiği ya da askıya alındığı; bilinmezlik, belirsizlik, çaresizlik ve değersizlik duygularının yoğunlaştığı bir dönemdir. Hasta, yaşadığı bu süreçte, yüklendiği hasta rolü sebebiyle hastalığın neden oluştuğu, neden başkasının değil de kendisinin hasta olduğuyla ilgili veya hayatın anlam ve amacını içeren başka sorgulamalar yaşamaktadır. Bu sorgulamalar neticesinde hasta, hastalığı bir ceza, haksızlığa uğrama, müstahak olma ya da hataların karşılığı gibi olumsuz kavramlar kullanarak ya da bireysel gelişimine katkı sağlayan, sürecin sonunda çeşitli kazanımlar elde etmesine imkân tanıyan bir mükâfat gibi olumlu kavramlar kullanarak anlamlandırabilmektedir.  Birey hastalık sürecinde hastalık sürecini doğrudan ya da dolaylı olarak etkileyen davranışsal tepkiler de göstermektedir. Yaşanmakta olan hastalık döneminde destek arama, bu zorlayıcı süreç sonrası gelişim, yaşadığı durumda sağlığı ve hastalığı hakkında uzman olma, gizleme, izolasyon, yalnızlık, tedaviye uyumsuzluk, tedaviyi reddetme, bu süreçteki tedaviye uyumlu ya da uyumsuz davranışsal tepkiler olarak sıralanabilir.  

Hasta ve yakınları, hastalık döneminde bu süreci neden yaşadıklarına, bu duruma sağlıklıyken yaptıkları ya da yapmadıkları çeşitli durumların sebep olabileceğine, bu hastalığın nasıl sonuçlar ortaya çıkaracağına dair türlü endişeler yaşayabilmektedirler. Süreç devam ederken de dönem dönem bu durumla mücadele etmeleri hususunda motivasyonun yenilenmesine ihtiyaç duyabilmektedirler. Bu dönemde onlar, kendilerine destek olacak kişilerin onların manevi gereksinimlerini ve hassasiyetlerini anlayarak saygı göstermelerini isterler. Hastalık esnasında bireyin gündelik hayat seyri bozulmakta, birey birçok yönden kısıtlama yaşamaktadır. İbadetleri yerine getirmede kısıtlanma ya da engellenme yaşaması da bu durumlar arasındadır. Bireyin manevi inançlarının kabul edilmesi, saygı gösterilmesi ve desteklenmesi, iyi oluşuna doğrudan katkı sağlayabilir. Ayrıca birey hastalıkla bağlantılı olarak dinî konularda bilgilendirilme ihtiyacı duyabilmektedir. Bu süreçte manevi danışmanlar, öncelikle hastanın bu dinî bilgilendirmeye neden ihtiyaç duyduğunu anlamaya çalışmalı, hastanın fizyolojik ve psikolojik sağlığını da göz önünde bulundurarak samimi ve kolaylaştırıcı bir üslupla doğru bilgiyi edinmesine destek olmalıdır. Hastalık sürecinde çeşitli endişe ve üzüntüler yaşayan hasta ve yakınlarının manevi konulara dikkati çekilerek bu duygu ve düşüncelerden uzaklaşmalarına katkı sağlanabilir. Ayrıca duanın başta geldiği, Kur’an okuma ve tesbihlerin içerisinde yer aldığı dinî/manevi uygulamalardan destek alınabilir.  

Hasta yakınının da desteklenmesi hastanın iyileşme sürecinin hızlanmasına katkı sağlar. Hasta yakınlarının uyku, yemek yeme gibi fizyolojik ihtiyaçlarına ek olarak çeşitli psiko-sosyal ihtiyaçları da vardır. Hastane dışında bir sosyal yaşama katılma, arkadaşlarıyla bir araya gelme, yakınlarıyla birlikte vakit geçirme, yürüyüş, kitap okuma gibi çeşitli faaliyetlerde bulunma bu ihtiyaçlardandır. Hastaya destek olma sorumluluğunu üstlenen hasta yakınlarına bu ihtiyaçların aslında son derece tabii olduğu ve giderilmesi gereği anlatılarak imkânlar ölçüsünde bu ihtiyaçları gidermeleri için teşvik edilmeleri faydalı olabilir. Hasta yakınlarının fiziksel ve psikolojik açıdan iyi oluşları aynı zamanda hasta olan yakınlarına destek olmalarını da kolaylaştırabilir.  

Tedavi sürecinde hasta ve yakınlarının karşılıklı olarak birbirlerinin duygularını anlamalarına ihtiyaç duyacakları çeşitli zamanlar olabilir. Hasta yakınlarının hastanın fiziksel gereksinimlerine ek olarak psikolojik, sosyal ve manevi ihtiyaçları ile ilgili bilgilendirilmesi hastanın daha iyi anlaşılmasına, hasta yakınının da süreci daha iyi yönetmesine imkân tanıyabilir. Bu dönemde hasta yakınları soğukkanlı, hoşgörülü, sabırlı ve şefkatli olma konularında motive edilmelidir. Hastanın sağlık durumunun iyiye gitmediği durumlarda ya da yaşamsal risk durumlarında hasta yakınlarının olası kayıp durumlarına hazırlanmaları, bu durumu karşılamaları ve kabullenmelerine yardımcı olabilir.

Editör: Mehmet Çalışkan