Ashabü'l-A'raf

Arâf “sur, dağ ve tepenin en yüksek kısmı” manasına gelir. Kur’an-ı Kerim’in yedinci sûresi el-A‘râf’tır. Kur’an’da Ashâbü’l-a’râf ile kastedilen yer ve burada bulunacak kişilerin kimler olduğuyla ilgili tefsir âlimleri değişik yorumlarda bulunmuşlardır. Tercih edilen görüşe göre âraf cennetle cehennemi birbirinden ayıran bölgedeki surun yüksek kısmının adıdır. Ashâbü’l-a’râftan şu dört gruptaki kimseler kastedilmektedir: 1. İyi ve kötü amelleri eşit olan müminler. Bunlar başlangıçta cennete veya cehenneme konulmayıp ikisi arasında bir müddet bekleyecek sonra Allah’ın lutfuyla cennete girecek olan müminlerdir. Tefsir ve kelâm âlimlerinin çoğu bu görüşü benimsemişlerdir. 2. Ahirette müminlerle kâfirleri yüzlerinden tanıyacak olan melekler. 3. Cennet ve cehennem ehlini birbirinden ayırarak haklarında şahadette bulunacak olan peygamberler, şehitler ve âlimler gibi yüksek şahsiyetler. 4. Cennete veya cehenneme girmeyi gerektirecek durumda olmayan belli kişiler.

---

5. Diyanet İşleri Başkanı Ömer Nasuhi Bilmen’in Vefatı. (1971)
6. Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk’ün Vefatı. (1987) 

---

Gereksiz işleri terk etmesi, o kişinin Müslümanlığının güzelliğindendir. (Tirmizî, Zühd, 11)

Editör: Ammar Esenkal