Arafat: Vakfenin kıymetli mekânı

“Bilme, anlama, tanıma ve güzel koku” gibi manalar taşıyan a-r-f kökünden gelen “Arafat”, Mekke’nin 25 km. güneydoğusunda, ova görünümündeki düz bir alanın adıdır. Arafat önce kendini bilme, kendini bulma deneyimidir. Ardından da Rabbini tanımak, hakikati bilmek, anlamak, kavramaktır. Arafat’ta kendini ve Rabbini tanıyanlar, mükâfatlarını Allah tarafından alacaklardır. Hz. Peygamber’in “Hac, Arafat(ta bulunmak)tır.” (Tirmizî, Hac, 57) sözünde belirttiği üzere haccın rükünlerinden biri olan vakfe, arefe günü Arafat’ta yapılır. “Vakfe” duruş, bekleyiş demektir. Arafat vakfesi, müminin, Rabbinin huzurunda imanla, sebatla, umutla gerçekleştirdiği bilinçli bir duruştur. İnananların hesaba çekilmeden evvel nefisleriyle hesaplaşmasını temsil eder. Bütün Müslümanların kardeş olduklarını, Hz. İbrahim’in milleti üzere tek bir din ve millet olduklarını, yekvücut olduklarını ispatlayan soylu bir duruştur vakfe. Hacıların Arafat’ta vakfeye durdukları arefe günü yapılan dualar en makbul dualardır.

---

Bir Hadis: “Allah’ım! Beni bağışla, bana hidayet nasip eyle, bana rızık ver, beni afiyette daim eyle ve bana merhamet et.” (Müslim, Zikir ve Duâ, 35)