Onlar ayakta dururken, otururken, yatarken hep Allah’ı anarlar; göklerin ve yerin yaratılışını düşünürler: “Rabbimiz! Sen bunu boş yere yaratmadın, seni tenzih ve takdis ederiz. Bizi cehennem azabından koru!” derler. (Âl-i İmrân, 3/191)

İnsan düşünebilse, göklerin ve yerin yaratılışında nice güzelliklerin ve nice sırların bulunduğunu görür. Yüce Allah (cc), bu güzellikleri ve sırları görüp düşünebilen insanların, Allah’ın (cc) varlığını kabul edeceğine işaret etmektedir. Tefekkür edebilen insan sadece bununla da kalmaz ve Yüce Allah’ı (cc) bilmenin bir gereğinin bulunduğunu düşünür. Böylece o, Allah’a (cc) sığınır ve dua eder. Bu ayet ve sonrasındaki ayetlerde “Rabbenâ” ile başlayan cümleler, biz Müslümanların edebileceği örnek dualardandır.

Gönlünün her zaman Allah’la (cc) birlikte olması ve her zaman dua etmesi Müslümandan beklenen bir yöneliştir.

Tefekkür: Düşünme, derin düşünce.
Sübhâneke: Seni tenzih ederiz, senin eksiğinin olmadığını beyan ederiz.